Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Senatör Graham ve ABD-PKK ilişkisi

ABD'nin Suriye siyaseti başından beri kaosa yönelikti ve attığı her adım bölgeyi biraz daha içinden çıkılmaz hale getirdi. Şimdi Suriye'den çıkmak istemesi de benzer bir hesaba dayanıyor. Bunu da sadece Türkiye değil, ABD içindeki siyasetçiler de gördü. Hem de çok daha önceden. O isimlerden biri ve en önemlisi de Senatör Lindsey Graham...
Önceki gün Türkiye'ye gelen Graham, Başkan Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dahil birçok yetkili ile görüştü.
Hatta Başkan Erdoğan'la Fazıl Say konserine bile gitti. Bu gezi ve görüşmeler Türkiye- ABD ilişkileri açısından çok çok önemli. Önemli çünkü Graham ABD iç siyasetinin çok etkili bir siyasi aktörü...
Cumhuriyetçi Graham, Trump'la golf oynayacak kadar yakın biri. Yeni yılda da çok daha etkili bir görev üstlendi, Senato'nun Adalet Komisyon Başkanı oldu. Trump'ı alaşağı etmek için açılan onca dava düşünüldüğünde Graham'ın önemi çok daha iyi anlaşılır.
Graham, aynı zamanda ABD iç siyasetinde Trump'la kavgalı bürokrasi arasında da bir köprü.
Şimdi buna benzer bir rolü Türkiye- ABD arasında da üstlenmiş durumda. Aslında bu yeni değil. Daha Suriye iç savaşının başında sürece müdahil olmuş ve ABD yönetimini sıkıştıran çıkışlar yapmıştı. O çıkışlara 24 Kasım 2015'te bu köşede yer vermiştim: Suriye konusuyla ilgili ABD Senatosu'nda ABD Savunma Bakanı Asthon Çarter'ı adeta soru yağmuruna tutan Graham, Türkiye'nin tezlerine yakın sorular sorarak bakanı sıkıştırmıştı.
O sahneyi hatırlatmakta yarar var:
Graham: "Bizim, savaşın dışında kalarak Rusya'nın IŞİD'e karşı savaşmasına izin vermemiz doğru mudur?"
Bakan Carter: "Rusya IŞİD ile savaşmıyor efendim"
Senatör Graham şaşırarak şu yorumu yapıyordu:
"Bu Esed, Ruslar, İranlılar ve Hizbullah için çok güzel bir gün. . Tek diyebileceğim bu, ABD için çok üzücü bir gün. Araplar ve Suriye halkı bunu kabul etmeyecek."
O konuşmada senatör Graham, Bakan Carter'a PYD'yi de sordu:
"Raporlar, bunların PKK ile bağlantılı ya da en azından önemli ilişkileri olduğunu belirtiyor. Bu doğru mu?"
Carter; "Evet".
Graham, bu kez PKK'nın Türkiye için bir terör örgütü olduğunu söyleyince Carter'ın verdiği cevap hiç şaşırtıcı değildi:
"PKK sadece Türkiye'nin değil ABD'nin nazarında da terör örgütüdür."
Gördüğünüz gibi ABD "terör örgütü" ilan ettiği PKK'yı bilerek silahlandırıyordu. Bu gerçeği senato huzurunda açığa çıkartan Graham, son Türkiye gezisiyle de bu kararlı duruşunu sürdürdü. Israrla Obama döneminde ABD stratejisinin hatalı olduğunu söyledi ve şu satırların altını çizdi:
"PYD-YPG'nin silahlandırılması planını öğrendiğimde bunun Türkiye için ne anlama geldiğini çok iyi biliyordum. YPG'nin siyasi kolu PKK ile bağlantılıdır. Kanıtlar gayet açıktır. Suriye'de Türkiye için ortaya çıkardığımız (YPG/PKK) sorunu çözmeliyiz. Başkan'a söyledim. Eğer çekilirsek ve bunu düzgün yapmazsak Türkiye için bir kâbus yaratmış oluruz. Obama, YPG'yi silahlandırarak Türkiye için bir kabus yarattı."
Bu tablo bize son dönemde Türkiye'nin çok farklı bir diplomatik strateji izlendiğini de gösteriyor. Artık ABD iç siyasetini büyük paralar harcayarak etkileyen Türkiye karşıtı güçlü lobilere karşı sadece Beyaz Saray veya Pentagon üzerinden ilişkilerini yürüten bir Türkiye yok, iç siyaset odaklarıyla ilişki kuran yeni bir Türkiye var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA