Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Kılıçdaroğlu-Orman muhabbeti

Siyasetle spor dünyası arasında her zaman bir ilişki olduğu bilinir ama hiçbir zaman bu kadar yerel düzeye inmedi. Bir süre önce Beşiktaş Kulüp Başkanı Fikret Orman'ın yönetimden bir arkadaşını CHP'den aday yaptırmak için Kemal Kılıçdaroğlu'na gittiğini ve kulis yaptığını şu satırlarla duyurmuştum:
"Son günlerde kulislerde konuşulan bir isim gerçekten şaşırtıcı; Beşiktaş Başkanı Fikret Orman. İlk başta inanmadım ama kulislerde söylenenler yabana atılacak gibi değil. Orman önce kendisi için Kemal Bey'le konuştu. Ama sonra ne olduysa yönetimden Şafak Yazıcıoğlu adı dolaşmaya başladı"
Yazı üzerine kulüp sitesinden, "Böyle bir görüşme olmadı" açıklaması yapıldı.
Ben de kısaca o açıklamaya yer verdim ve o defteri kapattım. Ancak onlar kapatmamış... Dün sabah CHP'den tanıdığım bir dostum aradığında şaşırıp kaldım. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Yeşilköy'deki Polat Otel'de Fikret Orman'la baş başa bir görüşme yapıyordu. Doğrusu merak ettim, bir büyük kulübün başkanı yerel seçim sürecinde ana muhalefet partisi genel başkanıyla ne konuşur? Aralarında özel bir dostluk mu var yoksa futbol veya sporla ilgili yasal bir çalışmaya destek mi isteniyor?
Bana aktarılan görüşmenin bunlarla ilgisi olmadığı direkt İstanbul seçimleriyle ilgili olduğuydu. Hatta bazı isimlerin önerildiği söylendi. Daha önce de yazdığım gibi Orman, kulüp yönetiminden Şafak Yazıcıoğlu'nun Beşiktaş Belediye Başkanı olmasını istiyor. Acaba bu kez de onun için mi gitti? CHP'lilere göre Orman'ın ikinci bir alternatifi daha varmış: Gökhan Sarı...
Görüşmede bana çok daha sürpriz gelen bir başka büyük kulüp başkanı da varmış. Acaba Ali Koç mu? İlginç,ama bana daha ilginç gelen şu sorunun cevabını merak ediyorum: Acaba kulüp borçlarının büyüklüğüyle başkanların siyasete merakı arasında bir bağ var mı?

***

"Geliyor İmamoğlu..."

CHP muhalefette olmasına rağmen hala başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlere ve önemli ilçelere kimlerin aday yapılacağını kamuoyuna açıklamıyor. Geç kalıyoruz diye parti içinden itirazlar gelse bile yönetimin umursadığı yok. Çünkü bu bir strateji... Bu strateji de toplumsal dalga yaratacak siyasete değil, kurguya dayanıyor.
Bunun için CHP rozetini çıkartmanın da, şiddete destek veren HDP'yle bir araya gelmenin de, sol geleneğe küfreden Mansur Yavaş'ı yeniden aday yapmanın da mahzuru yok.
AK Parti'den oy koparsın da ne olursa olsun. Bu o kadar içselleştirilmiş ki artık CHP, kendi içinden bir adayın demokratlığına, insani veya siyasi yaklaşımına değil, "Muhafazakarları etkileyecek" yanına bakıyor.
Alın son günlerde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağı beklenen Ekrem İmamoğlu örneğini... Kimi onun İstanbul Büyükşehir adaylığına yükselmesini belediye başkanlığındaki başarısına, kimi de Karadenizli olmasına bağlıyor ancak inanılması zor soyadına bağlayanlar da var.
Bu da nereden çıktı demeyin, bizzat Kılıçdaroğlu'nun böyle düşündüğü söyleniyor. Onun başarılı veya Karadenizli hatta babadan Anavatanlı olmasını önemsiyordur mutlaka ama muhafazakar kesimin hoşuna gidecek "İmamoğlu" soyadına sahip olmasını daha da önemsiyormuş...
Kılıçdaroğlu ne yapsın, sağcı aday denedi olmadı, müftüyü getirip aday yaptı tutmadı şimdi sıra İmamoğlu'nda... Hatırlayın, Kılıçdaroğlu, 2009'da İstanbul adayı olduğunda Onur Akın, onun için bir şarkı yazmıştı. "Kılıçlar çekildi bu bir düello- Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak- Karanlığın sonunda güneş olacak- Geliyor Kılıçdar Kılıçdaroğlu"
Bu kez kim yazar bilemem ama Ekrem İmamoğlu'na da bir şarkı yakışır; "Geliyor İmamoğlu"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA