Yerel seçimlerin kaderi artık ittifaklara bağlı... Bundan hiçbir partinin kaçamayacağı anlaşıldı. AK Parti- MHP ya da CHP, İP ve HDP üzerinden yürüyen bu ittifakların nasıl şekilleneceği önemli. Bu konuda Cumhur İttifakı'nın bir adım önde olduğu açık ama orada da henüz netleşmiş bir durum yok.
En son Başkan Erdoğan'ın MHP'yle ittifak konusunda yaptığı şu açıklama yol haritasının nasıl şekilleneceğinin işareti oldu: "Karşılıklı jestlerimiz olacak." Şimdi o jestlerin nasıl olacağı hesabı yapılıyor. Bu açıklama doğal olarak iki partideki havayı bir anda değişirdi. Bunu sıcağı sıcağına Antalya'da gördük. Antalya, aslında kamuoyunda tartışılan İstanbul, Ankara veya Mersin gibi illerden çok daha ittifaka ihtiyacı olan bir şehir... Bu şehirde ittifakı kim gerçekleştirirse seçimi o alır. Bu yüzden kimse işi sürecin seyrine bırakmak istemiyor.
Ancak mesele kimin şanslı olduğunda ve kimin ilk adımı attığında... Rakamlara ve şehrin havasına bakıldığında "Cumhur İttifakı" daha şanslı görünüyor. Hem bölgede güçlü iki parti bir araya geliyor hem de bu partilerin arkasında olduğu ve adı şehirle özdeşleşen, farklı toplumsal kesimlere dokunabilen Menderes Türel gerçeği var.
Buna son 5 yılda Antalya'ya yapılan 11 milyar TL'yi aşmış yatırımları da eklemek gerekiyor. Ayrıca turizmin başkenti Antalya, bu yıl 14 milyona ulaşması beklenen turist sayısıyla da rekora koşuyor.
Şimdi cevabı aranan soru şu: Antalya yeni bir isim mi deneyecek yoksa yakalanan bu temponun sürmesini mi isteyecek? Bu sorunun cevabı da halktan çok, süreci doğru yönetecek iki partinin yetkililerine ve o iki partinin şehir yöneticilerinin uyumuna bağlı.
AK Parti'nin büyükşehir adayı Menderes Türel konusunda MHP cenahında bir sorun yok. MHP'lilerin derdi, kendi kitlelerini motive etmek için aralarında Alanya ve Korkuteli'nin de olduğu 4 ilçeyi almak. Sayı kaç olur bilemem ama Antalyalı AK Partililer şu kararla karşı karşıya; "Antalya'yı kazanmak mı birkaç ilçeyi ittifak ortağına vermek mi?" daha önemli...
Aynı soruyla rakip ittifak da karşı karşıya... CHP, İyi Parti ilişkisi bu açıdan çok daha sorunlu. Çünkü İP'in Antalya'da aldığı oy hayli yüksek; yüzde 17 gibi. İP, o oy üzerinden pazarlık yapıyor ama o oyu şu anda koruduğu da söylenemez. Son anketlerde İP'in oyunun yüzde 10'lara düştüğü görülüyor. Bu da CHPİP pazarlığının daha zorlu geçeceğini gösteriyor. Tabii seçimlerin yerel özelliğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Tanınmışlık, şehre hizmet oy vermede önemli etken.
Antalya'da AK Parti'ye oy verdiğini söyleyen bir esnaf şöyle diyor: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Devlet Bey'in mesajı doğru algılansa ve gereği yöneticilerce yerine getirilse sorunsuz bir seçim yaşarız. Yapılması gereken tek şey var; biraz fedakârlık..."
Antalya'nın 5'inci partisi Süleymancılar
Antalya'da AK Parti yüzde 34'le birinci parti, Onu yüzde 29'la CHP, yüzde 17 ile İyi Parti, yüzde 10'la MHP ve yüzde 7 ile HDP izliyor. Ama bunların dışında adı parti olmayan ama bir parti gibi çalışan bir tarikat var; Süleymancılar... Kiminle konuşsak, her seçimde sms'lerle yönlendirme yapan, kapı kapı dolaşarak bir partiden daha aktif çalışan Süleymancılardan söz ediyor. Neredeyse Antalya'nın 5'inci partisi... Gerçi İP'in üstü kazındığında altından onlar çıkar ama yine de böyle bir gerçek var ve siyaseti etkiliyor. Türkiye'de tarikat-siyaset ilişkisi şeffaflaşmadığı sürece de bu etki devam edecek.