Şu sıralarda AK Parti dahil bütün partiler derinden sarsılıyor. AK Parti güçlü liderliği sayesinde bu sarsıntıları krize dönüşmeden atlatabiliyor.
Ancak bu AK Parti içinde ve çevresinde "küskünler" olmadığı anlamına gelmiyor. Küskünler var ama etkili bir çıkış yapma ihtimalleri yok. Bu yüzden de AK Parti'nin küskünlerinin gözü dışarıdaki oluşumlarda.
Son dönemde MHP eksenli gelişmelerle, AK Partili küskünlerin birlikte anılmalarının nedeni de bu... AK Parti tarihi açısından, 2006 sonrası Erkan Mumcu ve Abdüllatif Şener'in ayrılmalarından sonra ilk kez bu dönemde "yüksek" düzeyde bir hareketlilik yaşanıyor.
Aralarında Hüseyin Çelik, Nihat Ergün gibi isimlerin yer aldığı ve "Hamamönü Grubu" olarak adlandırılan bir yapıdan söz ediliyor. Bu isimlerin son günlerde Meral Akşener'in çevresiyle çok daha yakınlaştığı söyleniyor. Buna, Mustafa Çalık'ın öncülüğünü yaptığı "Sağduyu Hareketi" de destek veriyor.
İki ihtimale göre hazırlık yapılıyor. İlki MHP Kongresi'ni alan Akşener'in çevresini eski merkez sağcılarla donatmak.
İkinci hesap, MHP Kongresi'ni alamayan Akşener'le AK Parti küskünlerini ve merkez sağı DP'de buluşturmak. İki hesap da AK Parti'yi aşağı çekme üzerine kurulu.
Bu da küskünlerin kader ortaklığı...
MHP'de iç savaş yaşanıyor
Aslında MHP'nin 1 Kasım seçimleri sonrası sert bir kongre yarışı yaşaması, sadece parti içi bir ihtiyacın sonucu değil, daha çok MHP dışı odakların tercihi. Nasıl ki 7 Haziran öncesi HDP bir proje olarak desteklendiyse şimdi de MHP destekleniyor. Bu dış faktör, zaten sert geçen parti içi mücadeleyi daha da sertleştiriyor. Bu durum, MHP'yi de aşarak herkesi ilgilendiriyor.
Çünkü sadece MHP değil, MHP üzerinden Türkiye siyaseti dizayn ediliyor.
CHP'de 4 koldan muhalefet
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son kurultaydan başlayarak, sürekli dozu arttıran biçimde demeçler vermesi sadece iktidarı değil, muhalefet partilerini ve CHP'lileri de rahatsız ediyor.
Kılıçdaroğlu'nun bunu neden yaptığına ilişkin CHP'lilerin iki tahmini var; Biri merkezin gerilim siyaseti istemesi, ikincisi de CHP içi muhalefetin gölgelenmesi...
CHP içi muhalefet korkutuyor çünkü birkaç koldan harekete geçilmiş durumda.
Baykalcılar her zamanki gibi fırsat bekliyor. Bu kez Şahin Mengü daha iddialı bir hazırlıktan söz ediyor: "Kötü yönetiyorsunuz, çekilin" sloganıyla yola çıkan ekip içinde Güldal Mumcu adı da geçiyor.
CHP'de rotasını sokağa çeviren ve ses getiren isim ise Muharrem İnce... İnce, siyasetin delege pazarlıklarıyla değil, halkla yapılmasını istiyor ve Anadolu'dan merkeze yürümede kararlı...
CHP içinde Kılıçdaroğlu'ndan rahatsız olanlar sadece Baykal-Muharrem İnce hattı değil, onları da şaşırtacak olan sol-Alevi siyasi aktörlerin hareketliliği... İki ay önce "Bu iş Kılıçdaroğlu ile gitmez" noktasına geldiklerini şu sözlerle yazmıştım:
"CHP'de ilk kez hem parasal gücü olan hem de belli bir tabana seslenen Alevi siyasi aktörlerin Kılıçdaroğlu yönetimine karşı muhalefet etmeye hazırlanmaları her açıdan dikkat çekici."
Korkunun esir aldığı parti HDP
7 Haziran başarısını heba eden HDP'de de derin bir rahatsızlık var. İradesini PKK'ya teslim ettiği için kimse de sesini çıkaramıyor. Bu rahatsızlık da basit bir hareketlenmeyle değil bir patlamayla sonuçlanır. Ancak henüz o noktaya gelinmiş değil.
Siyasi partilerimizdeki manzara böyle...
Hepsi de çalkantılı. Ancak şu ayrımı da yapmak gerekiyor. AK Parti dışındaki tüm partilerin yerinde saymalarının iki önemli nedeni var; statükoyu savunmaları ve küskünlerden oluşmaları. Dünyada statükocular ve küskünlerin umut verdiği de görülmüş değil.