Otistik çocuklar... Dün o çocukları daha iyi anlamak ve destek olmak için İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın da katıldığı Sekizinci Renk gecesi vardı.
Bir yanda İzmir'den gelen Otistik çocukların kurduğu orkestra, diğer yanda onlarla hayatı paylaşan sivil toplum örgütleri, medya ve sanatçılar... İstiklal Marşını okurken bile o çocukların farkı fark ediliyor, sesleriyle "Biz buradayız, bizi görün" diyordu.
Onlar insanlığın sekizinci rengiydi.
Doğuştan gelen ve yaşamın ilk yıllarında fark edilen ve günümüzde rastlanan en yaygın nöro-gelişimsel bozukluklardan biri otizim. Bilim, buna henüz neyin yol açtığını bilmiyor. Her 68 çocuktan biri otistik doğuyor. O çocukların arasında Albert Einstein, Thomas Edison, Van Beethoven gibi sayıları bir hayli fazla olan isimler de var.
Onlar da insanlık tarihinin otistik çocukları.
Erken teşhis edilir ve eğitilirse farklı sonuçlara ulaşmak mümkün. Toplumun da onlara destek olması gerekiyor. Kürsüye otistik çocuğuyla çıkan Özlem anne şöyle diyordu:
"Başlangıçta 'Allah'ım neden ben' diyordum. Nereye gitsek insanlar 'buradan gidin' diyorlardı. Önce onun özel bir çocuk olduğunu anladım. Sonra çevremizdeki insanlara kırılmamayı öğrendim ve kabullendim. Şimdi sadece herkes gibi yaşamak istiyoruz diyorum."
Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nin bir farkındalık yaratmak için devreye soktuğu Sekizinci Renk projesine Sabah grubu da sponsor olarak destek veriyor. Hülya Koçyiğit, Mustafa Ceceli, Nil Karaibrahimgil gibi sanatçıların başından beri destek verdiği geceye katılan Emine Erdoğan şu çağrıyı yapıyordu:
"Tüm çocuklarımızı kendilerinden farklı özelliklere sahip özel çocuklarla eşit koşullarda eğitim olgunluğuna ulaştırmamız gerekiyor. Özel çocuklarımıza da sosyal, kültürel ve ekonomik yaşama eşit bir şekilde katılım fırsatı verebiliriz. Bu onların en doğal ve anayasal hakkıdır."
Geceye katılanlardan biri de Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'di. Şahin'i böyle bir etkinlik için İstanbul'a getiren, Gaziantep'in Otistik dostu kent olmasıydı:
"Gaziantep otizm dostu kent ilan edilir edilmez önce çocuklarımızın sayısını çıkardık. Otizmin ne olduğunu, nasıl bir farklılık olduğunu, nasıl özel ve güzel olduğunu, bu toplumun farkındalığını nasıl artıracağız. Gaziantep'in sokaklarında, caddelerinde elimizde bayraklarla yürüdük. Çocuklarımızın bir adım bana at, ben sana koşarak geleceğim, beni fark et, benin tercihim değil, ben özel bir çocuğum diyerek toplumun bunu kabul etmesi gerekir"
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Cemal Kalyoncu ise otizmden etkilenmiş çocukların eğitiminin en iyi koşullarda yapılması gerektiğini belirtiyor ve ekliyordu.
"Destek olan, projede emeği geçen akademisyenlere, sivil toplum örgütlerine ve sanatçılara yürekten teşekkür ediyorum. Ama yapacağımız daha çok şey var. Biz bugün sadece otistik çocukların yüzde 7,5'ine eğitim verebiliyoruz. Bunu yukarı çıkarmalıyız..."
Toplum olarak sadece otistiklerin değil, tüm engellilerin "Beni fark et, benim tercihim değil" mesajını aldık sanıyorum. Çünkü geçmişe göre daha fazla ilgi var ve giderek de artıyor.