Son dönemde özellikle siyaset-futbol ilişkisine gölge düşürülmek istense de başarılamadı. Bunun en önemli nedeni de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın spora verdiği büyük önem ve futbolcu geçmişiydi. Tabii sadece futbol alanında değil, voleyboldan baskete, kayaktan su sporlarına, güreşten atletizme birçok alanda Türkiye'de ciddi bir altyapı yatırımı yapıldı.
Biraz geriye bakınca, bildiğim kadarıyla rahmetli Turgut Özal dönemine kadar, bırakın Anadolu şehirlerini, büyük şehirlerimizde bile yeşil saha sayısı yok denecek kadar azdı. Tozlu topraklı sahalar Özal'ın zorlamasıyla yavaş yavaş yerini yeşil sahalara bırakacaktı. Ama asıl köklü dönüşüm, son 15 yılda Başbakan Erdoğan döneminde gerçekleşti. Spor altyapısına ciddi kaynak aktarıldı. Artık Anadolu'nun birçok önemli şehrinde bir değil birden fazla yeşil saha var. Büyükşehirlerin ilçelerini saymıyorum bile.
Bunlar arasında G.Saray'ın Türk Telekom Arena Stadı ve Beşiktaş'ın Vodafone Arena Stadı'nın durumu biraz daha özel. Özel çünkü bu iki stadın yeniden yapılması ve bitirilmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katkısı tartışılmaz. Spor camiası bunu ne kadar biliyor bilmiyorum ama yönetimde olanlar o hakkı teslim ediyor.
İşte Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'ın söyledikleri: "Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı Demirel, Sezer ve Gül Beşiktaşlıydı. Hepsinden ilgi gördük ama Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı bugün bu noktaya gelemez ve stadı bitemezdik. O dönemin spor ve kültür bakanları, bürokrasi bize her türlü engeli çıkardı. Erdoğan devreye girmeseydi bırakın bakanları bürokrasiyi bile aşamazdık."
Buraya bir nokta koyup, bir Beşiktaşlı olarak yeni stadımızı anlatmak istiyorum.
BJK'nin büyüleyici, akıllı stadı
Birkaç gün önce Sabah'ın spor yazarı sevgili Fatih Doğan, "Perşembeye yeni evimize, Beşiktaş Vodafone Arena'ya gidiyoruz" dediğinde doğrusu çok sevindim. Çünkü bir süredir bitti, bitecek denilen stadı görmek istiyordum. Güneşli güzel bir günde, Dolmabahçe Sarayı'ndan yürüyerek Beşiktaş'ımızın yeni stadına doğru yürüdüm. Sabah'tan başta yayın yönetmenimiz Erdal Şafak olmak üzere bir grup gazeteci Beşiktaş Başkanı Orman'la buluşup, Vodafone Arena Stadı'nı dolaşacağız. Heyecanla buluşma noktasına ilk ben ulaşıyorum. Her tarafta hummalı bir çalışma var. Beşiktaşlılar olarak 3 yıl sonra ayın 11'inde evimize döneceğiz. Benim aklım fikrim, yeni evimizin mimarisi, akustiği ve iç düzeninde.
Tribünlerden yeşil sahayı ve karşı tribünleri görünce büyüleniyorum... Şık ve butik bir statla karşılaşıyorum. Aynı zamanda da akıllı bir stat. Bir süre gözümü bütününden alamıyor, uzun uzun boş tribünleri izliyorum. Sonra gözümde canlandırıyorum, sanki herkesle yüz yüze gelinecek, karşı tribünde oturanı bile görüp tanıyacak kadar yakın ve samimi bir mekân. Hele çimlere yakın koltuklarda oturmak çok etkileyici. 42 bin kişi o koltukları doldurduğunda nasıl bir ambiyans olur doğrusu merak ediyorum. Beşiktaş'ın muhteşem seyircisinin tezahüratı rakipleri hayli zorlayacak.
Bir süre sonra sabah ekibi de geliyor ve Beşiktaş Başkanı Orman'la buluşuyoruz. Kısa sohbette Beşiktaş'ın zor koşullarda bu tarihi mekânı yeniden inşa ederek bir mucizeye imza attığını öğreniyoruz.
Bir Beşiktaşlı olarak yeni evimizi gezerken gurur duydum. Ama bir adıma daha ihtiyaç var; bu muhteşem evi şampiyonlukla taçlandırmaya. Emeği geçen herkesi kutluyorum.