Dünyanın gözü ABD'de, Amerikalıların gözü de ekranlarda. Acaba seçimi Obama mı Romney mi kazanacak?
Obama'nın seçildiği 2008 seçimlerini kısa bir süre de olsa izleyen biri olarak bu kez de seçim arifesinde New York'tayım.
New York'tan Boston'a geçip Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün Harvard'da öğrencilere vereceği konferansı izleyeceğim.
Ama ilk durağımız New York'ta ABD seçimlerinin nabzını tutmaya çalışıyorum. Durum 4 yıl önceyle kıyaslanacak gibi değil. Bir kere geçen seçimlerle kıyaslandığında ne "tarih değişiyor" dedirten bir siyah adayın başkan olmasının heyecanından, ne de o siyah aday Obama'nın "değiştirebiliriz" sloganından eser var.
Ayrıca Union Square'daki işportacı tezgâhlarında Obama'yla Che Guevara tişörtleri de bir arada satılmıyor.
Kısaca tarih değişmiş, siyah adam başkan olmuş ama o siyah adam sokaktaki adamın hayatını beklenen biçimde değiştirememiş.
Daha vahim olanı, Obama'yı gönülden destekleyen "Amerika'nın ötekileri"nin -bunlar arasında Müslümanlar da var- Obama'yı "siyaset bilmiyor" diye nitelemeleri...
Türkler de ağırlıkla bu grubun içinde ama farklı düşünenler de var. Bir finans merkezinde çalışan iki Türkiyeliyle konuşuyorum: Biri Bitlisli öteki Antalyalı. İkisinin de Türkiye'nin dünyadaki pozisyonuna bakışları olumlu. Türkiye ve İstanbul'u dünyanın yükselen değeri olarak görüyorlar. Onlara göre, ekonomisi de Avrupa'dan daha iyi durumda. Ama iş ABD seçimlerine gelince, Bitlisli Obama'nın, Antalyalı Romney'nin kazanmasını istiyor.
Bitlisli biraz gönülsüz de olsa Obama'yı destekliyor çünkü Romney'nin Ortadoğu'da bir savaş çıkarmasından korkuyor.
ABD seçimlerinin sırrı da burada. Şimdilik ortada görünen seçimi, eğer değiştirecekse bu "savaş çıkarma" korkusu ve Obama'nın son atakları değiştirecek.
Çünkü Romney'nin savaş söylemleri oyunu artırıyor ama aynı zamanda gönülsüz Obamacıları da harekete geçiriyor.