Siyaset yine kendisine bir malzeme buldu. Cumhurbaşkanı 5 yıl için mi 7 yıl için mi seçildi? Bu tartışma muhalefetin neden iktidara alternatif olamadığını gösteriyor.
Aslında bu stratejinin sahibi, pusuya yatmış İstanbul sermayesi ve Ergenekon çevresi... Amaçları da Başbakan Erdoğan'ı partinin başından uzaklaştırıp AK Parti'yi parçalamak... Başbakanın hastalığı nedeniyle bu taarruz biraz erkene alındı ve muhalefet partileri de mal bulmuş mağribi gibi işin üzerine atladı.
Oysa ortada bir gerçek var; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü o günün meclisi cumhurbaşkanı seçti ve o Anayasa'ya göre süre 7 yıl. Halk referandumda cumhurbaşkanının 5 yılda bir seçilmesine karar verdi.
Cumhurbaşkanı Gül'ü 5 yıl için seçmedi.
Başbakan Erdoğan da böyle düşündüğünü geçen hafta söyledi: "Bu konudaki düşüncemiz, Cumhurbaşkanımızın görev süresinin 7 yıl olması istikametindedir."
Peki, muhalefet buna rağmen neden 5 yılda diretiyor? Kendi adaylarının seçilme şansı olsa biraz olsun anlaşılabilir ama o da yok. O zaman geriye tek şey kalıyor: Muhalefet AK Parti'nin bölünmesinden medet umuyor.
İşin doğrusu AK Parti içinde kafası karışık olanların varlığı da muhalefeti biraz heveslendirdi.
İşte bu nedenle siyasette zamanın ruhunu doğru okumak önemli.
Hâlâ Türkiye'nin eski Türkiye olmasını çok arzu edenler, bunun için çaba harcayanlar olsa da son 10 yılda Türkiye geri dönülmez bir noktaya geldi.
Bu derin yapı için de, siyasi partiler için de geçerli... AK Parti'nin ANAP'laşması da, Başbakan Erdoğan'ın Özal veya Demirel olması da bu nedenle zor.
Buraya umut bağlayanlar hâlâ eski Türkiye'de yaşıyorlar anlaşılan... Siyasette geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmak riskli...
Ama AK Parti'nin ANAP'laşacağının ileri sürüldüğü bir zeminde bir adım daha ileri gidip şu öngörüde bulunmanın da bir mahzuru yok sanıyorum: "Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanı olmayacak."
Elbette cumhurbaşkanlığı önemli bir makam ama bir an için düşünün, Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Süleyman Demirel cumhurbaşkanı oldular da ne oldu? Özellikle rahmetli Özal bir an önce geri dönmek istemedi mi?
Üç dönem hem de oyunu yükselterek seçim kazanan bir siyasi aktör 5 yıl boyunca o makamda ne yapacak? Başkanlık sistemine geçmek de mümkün görünmüyorsa. Bu durumda önündeki yılları iyi değerlendirip başta yeni bir anayasa olmak üzere sistemi değiştiren ve hesap veren kurumsallaşmayı başaran bir lider olmak daha anlamlı değil mi?
Cumhurbaşkanı olmak mı karizmasını ve liderliğini pekiştirir yoksa kenara çekilip manevi lider olmak mı?
Siyaset araştırmacısı Tarhan Erdem, aylar önce bu düşünceyi seslendirmiş ve şu tezi iler sürmüştü: "Göreceksiniz, Erdoğan 4 yıl sonra siyaseti bırakacak. Çünkü bu adamın tarihe geçmek, dünyada iz bırakmak düşüncesi her şeyin önüne geçiyor!"
Üç dönemi başarıyla tamamlayan ve verdiği sözün gereğini yerine getirip siyasetten ayrılan bir lider olup "ebedileşmek" daha kalıcı değil mi?
Birçok insan 5 artı 5'in Cumhurbaşkanı Gül için ideal olduğunu söylüyor.
Peki, 7 artı 5 olmaz mı?
Siyasette her zaman sürprizlere hazır olmak gerekiyor.