Önceki hafta sonu Berlin'de izlediğim SPD kongresi Türkiye'deki bir tartışmaya da ev sahipliği yaptı. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP'ye dönecek mi dönmeyecek mi?
Bu soruya Sarıgül'ün cevabı çok net: "Ben CHP'nin çocuğuyum... İçinde büyüdüm, gençlik kollarından milletvekilliğine kadar her alanda görev yaptım. Haksızlığa uğramış olabilirim ama önemli olan CHP'nin toplumla buluşması ve umut olmasıdır. Benim dönüşüme de bu umudu arayanlar karar verecek..."
Bu konuşmaya eski milletvekili Hasan Aydın da katılıyor ve şöyle bir yol gösteriyor:
"Siyaset çözüm üretme yeridir. İstemek önemlidir. CHP yönetimi Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i davet edip partiye kazandırdı. Kötü mü oldu? Aynı şey olabilir..."
Bu soruna CHP'nin bakışını öğrenmek için CHP'lilerin Sarıgül'e nasıl baktığını bilmek gerekiyor.
CHP'de net bir Sarıgül bakışı yok. Hatta birkaç bakıştan söz edebiliriz.
Sağ gösterip sol vuranlar: Bunlar daha çok bugünkü yönetim içinde yer alıyor. "Biz herkese kapımızı açtık, isteyen gelsin" demelerine rağmen aslında Sarıgül'ün gelmesini hiç istemiyorlar.
Tepeden bakanlar: Bu grup azınlıkta ama yine de her Sarıgül adı geçtiğinde "O mu bize başkan olacak?" tonunda bir çıkış yapmayı ihmal etmiyorlar.
Mecburi Sarıgülcüler: Bunlar daha çok Baykal ve Sav çevresinde yer alıyor. Özellikle Kılıçdaroğlu'nun ivme kaybetmesinden sonra Baykal'la olmazsa en iyisi Sarıgül diyenler bir hayli fazla. Kabulleri de makul; "Adamın halkta bir karşılığı var kardeşim."
Ve gönüllü Sarıgülcüler: Tabanda ve örgütün içinde öne çıkmayan gidişattan da hiç memnun olmayan, sayıları da giderek artan bir grup bunlar.
Bu gerçeği CHP içinde ve yönetiminde görev alan herkes biliyor. Almanya'daki SPD kongresinde CHP Parti Meclisi üyesi Ercan Karakaş'a Sarıgül'ün dönüp dönemeyeceğini sordum. Karakaş prosedürü anlatan bir cevap veriyor:
"Tabii ki Sarıgül de partiye dönmeli. Ama bunun bir kuralı var. Partiden ihraç edilenler bir dilekçeyle partiye dönmek istediklerini parti yönetimine bildirmeli. O başvuru parti meclisinde oylanır ve ona göre karar verilir. Hatırlayın, Fikri Sağlar olayını. İlk başvurusu kabul edilmeyince Sağlar kızdı ve ikinci kez başvurmak istemedi. Sonra o işi hallettik ve öyle üyeliği gerçekleşti."
Peki, Sarıgül böyle bir başvuru yapar mı? İşte cevabı: "Hiç bunlara gerek yok. CHP tabanı büyük bir tabandır. O büyüklüğünün gereğini er veya geç yapar. Yıllardır iktidar özlemi taşıyan o büyük kitle ne derse o olur."
Tabii CHP cenahında siyaset hesaplarının tek aktörü Sarıgül değil. CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu onca eleştiriye ve gelgitlere rağmen partinin başında ve kendi kadrosunu oluşturmaya çalışıyor. Parti içinde de eski ve yeni sırasını bekleyen siyasi aktörler var.
Deniz Baykal, Önder Sav, Gürsel Tekin, Muharrem İnce ve tabiî ki Demirel ve şürekâsı...
Bu soruların cevabı aslında CHP solunun 2014 planıyla da yakından ilgili.
Öyle bir plan var mı ve neler öngörülüyor sorusunun cevabını da yarın verelim.