Referandum sürecinde en sert tartışmalar, hiç kuşkusuz hukukçular arasında yaşandı. Nedeni de çok açıktı, yüksek yargının çatısındaki önemli kurum, Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısı köklü biçimde değişiyordu.
Bu değişim talebi, hukukçuları net biçimde ikiyi ayırdı.
Bir tarafta iktidarın değişim talebine güvenmeyenler ve statükonun sürmesini isteyenler, diğer tarafta ise her koşulda statükonun değişimini savununlar.
Bu ayrışma kendi aktörlerini de yarattı; bir tarafı Sabih Kanadoğlu, diğer tarafı ise genç hukukçu Osman Can temsil ediyordu.
Aslında bu ayrışma yeni değildi ama giderek daha da netleşti.
Bütün tahliller, tartışmalar, toplumsal yaklaşımlar bu iki ana aks üzerinde gelişti.
Bu durum sadece genel seçimlerde ya da referandumlarda değil, sivil toplum örgütlerinde de karşımıza çıktı, çıkıyor...
Alın baro seçimlerini...
Hukuk alanındaki ayrışmanın en sert yansıdığı alan baro seçimleri...
Önümüzdeki ay Ankara Barosu'nun seçimleri var. Eski Baro Başkanı Ahsen Coşar'ın Barolar Birliği Başkanlığı'na gitmesiyle Ankara Barosu bir süredir başkansız. 10 Ekim 2010'da yapılacak seçimler Ahsen Coşar'ın gitmesiyle daha bir çekişmeli geçecek. Geçecek çünkü bu seçimler tam da yukarıda sözünü ettiğim aks üzerinde şekilleniyor.
Şu anda seçimlere 5 grup hazırlanıyor. Baroda Birlik Grubu Aydoğan Koru, Demokratik Sol Grup Metin Feyzioğlu, Çağdaş Avukatlar Grubu Ziynet Özçelik, Devrimci Demokratlar Grubu Tevfik Dinçer ve kendilerini "Üçüncü Yol" diye tanımlayan sol grubun adayı ise Bülent Turay Gündüz...
Ancak şu gerçeği de göz ardı etmemek gerekiyor. 10 bini aşkın üyeli Ankara Baro seçimlerinde farklı gruplar yarışacak ama seçim büyük olasılıkla iki grup arasında geçecek; Baroda Birlik ve Demokratik Sol Grup...
Birlik Grubu'nun adayı Avukat Aydoğan Koru, sol grubun adayı ise yıldızı referandum sürecinde parlatılan Metin Feyzioğlu.
Feyzioğlu bir anlamda referandum sürecinde Osman Can'ın karşısında statükoyu savunmakta zorlanan ve yetersiz kalan Kanadoğlu'nun yerine devreye sokuldu.
"Hayır" cephesinin dört elle sarıldığı ve hayır kampanyasının en ateşli savunucusu Feyzioğlu şimdi Ankara Baro Başkanlığı için yarışıyor.
Karşısında ise özgürlükçülerin, demokratların, muhafazakârların ve liberallerin desteğini alan Aydoğan Koru var...
"Cüppe de rütbe de olmaz" sloganıyla yola çıkan Koru, çok temel bir yaklaşım ortaya koyuyor:
"Özellikle 1980 sonrası teknolojik gelişmeler, ekonominin, ticaretin, güvenliğin, hatta hastalıkların küreselleşmesi ile birlikte her şey kendini yeniden tanımlamak veya tanımlattırmak durumunda kalmıştır. Ezberbozan bu gelişmeler karşısında hazırlıksız yakalanan savunma mesleğini temsil edenler, kendini gelişmelere adapte edemediği gibi ideolojik yönlendirmelerin de baskısı ile muhalif duruş adı altında yeniliklere ve gelişmelere kapalı, katı, anti demokrat tutum sergileyerek statükocu bir yaklaşımın içine girmiştir. Avukatlar değişimin öncüsüdür, statükonun bekçisi değildir."
Bakalım Ahsen Coşar'ın kritik süreçte dengede tuttuğu Ankara Barosu'nda statüko mu yoksa değişim mi kazanacak?
Peki, solun farklı renklerinin ayrı aday çıkardığı bu seçimlerde sürpriz olabilir mi?
Sol, Ankara Baro seçimlerine birkaç adayla katılıyor. Son dakikada bir değişim olmayacağı söyleniyor ve sürpriz beklenmiyor. Yarış büyük olasılıkla sözünü ettiğimiz iki aday arasında geçecek.