Hakkâri'nin Durankaya Beldesi Geçitli Köyü'nde meydana gelen mayınlı patlamanın yankıları sürüyor. 9 kişinin yaşamını yitirdiği, biri bebek 4 çocuğun yaralandığı kanlı saldırıyı kimin yaptığı henüz açığa çıkmadı.
PKK üstlenmedi ama hükümet, PKK'nın yaptığından emin. İşin ilginç tarafı ilk kez Öcalan da bu konudaki tereddüdünü PKK içi güçlere dikkat çekerek dile getirdi.
Bu saldırı çok açık biçimde, referandum sonrası ortaya çıkan sivilleşmeye ve diyalog sürecini sabote etmeye yönelikti. Hedefine ulaşmadı ama toplumda derin kaygı yarattı.
İşte bu kaygıyı en yoğun biçimde Geçitli köylüleri yaşadı ve buna ilginç bir tepki verdiler.
Barış istediler, hatta köyü terk etmeye kalktılar. Sabah gazetesi olayı şöyle duyuruyordu: "Üç bin nüfuslu köyde sabah saatlerinde toplanan ve çoğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 500 kişi, yanlarına aldıkları bir miktar yiyecek ve battaniye ile yola koyuldu. Eşyayı 10 araca yükleyen aileler, Şırnak'a, oradan da Suriye'ye geçeceklerini söyledi."
Köylüler saldırıyı protesto ediyor ve bir an önce faillerin bulunmasını istiyordu. Bu doğaldı ve hep yapıldı. Ancak burada ilk kez farklı bir şey oluyordu. Köylüler 10 kamyona yükledikleri eşyalarıyla birlikte Suriye'ye gitmek istiyordu.
Peki, neden Suriye?
Düne kadar Diyarbakır'a, Mersin'e ya da İstanbul'a göçen Kürtler şimdi neden Suriye yolunu tutuyordu?
Köylülerin bu tavrı herkesi şaşırtmıştı. BDP'lilerin uzun "gitmeyin" ısrarları bile etkisiz kalınca devreye Hakkâri'deki kanaat önderleri girdi. Köylüler zor da olsa ikna edildi ve köylerine geri döndü. Eylemi, eski CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan'a sordum. Şaşkındı ve şöyle diyordu:
"Daha önce böyle bir şey yaşanmadı. Can güvenliği kalmayınca halk böyle bir tepki verdi. Sanıyorum sadece bu bölgede değil Türkiye'nin diğer bölgeleri için de aynı şeyi düşündüler ki Suriye'ye gitmek istediler."
Bu eylemde devlete de PKK'ya da ciddi mesaj var. Köylüler toplumu, silah ve şiddetle dizayn etmek isteyenlere karşı ortak irade koyuyor ve tepki gösteriyordu. Bu, Kürtler için yeni bir şey...