İstanbul Tophane'de eli sopalı biber gazlı saldırganlığın savunulacak tarafı yok. Haklı gerekçesi da olmaz. Hukukun, yasaların hiçe sayıldığı bir olaydan söz ediyoruz. Eğer mahallede yaşayanların rahatsızlığı varsa belediyeye emniyete veya adalete başvurma hakları var. Hukuku değil, zorbalığı seçenler bu zorbalıklarının bedelini adalet önünde mutlaka ödemeli. İstanbul polisi bu zorbaları mutlaka bulup adalete teslim etmeli.
İşin bir yüzü bu, bir de öteki yüzü var. Günlerdir bu saldırganlık üzerinden bir başka tartışma, "Mahalle baskısı" tartışması yapılıyor. Öfkeli bu tartışmanın gerekçesi de hazır; "İşte referandumdan yüzde 58 çıkınca böyle azıttılar."
Bir ressam siyasetçi televizyon ekranından şöyle diyordu: "17 yıl sonra Madımak olayının provası."
Hayatla ilişkisi kopuk bu yaklaşıma en iyi cevabı gazeteci Atılgan Bayar verdi: "Tophane'de sermaye ile yoksulların, bohemlerle kent yoksullarının çatışması yaşandı. Ve tuhaf olan... Adı solcu olan siyasetçiler ve entelektüeller, ilk elden bu saldırıyı 'vandalizm' olarak tanımladı. Sanat eserlerine ve kamu mallarına saldırı demekti vandalizm. Ve fakat işin ilginci, saldırganlar sanat eserlerine dokunmadı. Daha ilginci, söz konusu sergilerden biri 'anti-Kemalist' bir sergiydi ve doğal olarak 'şeriatçıların' ona saldırması beklenmezdi." Bu tespiti sosyologlar da, bölgedeki emlak işi yapanlar da doğruluyor. Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu SABAH'a yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Soylulaştırılan bölgelerin rant getiren yerlere dönüşmesi nedeniyle böyle bir gerilim yaşanıyor."
Şimdi bu gerçek ortada dururken, buradan "mahalle baskısı" veya "şeriat tehlikesi" sonucu çıkartmanın "kötü siyaset" yapmaktan öte anlamı olmaz. Çünkü siyasetin işi, hayatın içinde yer alıp, neler yaşandığına tanıklık etmek, doğru ve yerinde çözüm üretmektir.
Peki, Tophane'de bu değişim sürecinin yarattığı gerilim yaşanırken, siyasi partiler ne yaptı?
Ben ne AK Parti, ne CHP ne de İstanbul'la ilgili olduğunu söyleyen bir partinin yerel gerçeğe ilişkin bir yaklaşımını duydum.
Duyduğum sadece CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek'in televizyonlardan yükselen şu imalı tespitiydi: "Bunların güç aldığı zihniyete bakmak gerekiyor. Oradan güç almasalar bunu yapamazlar."
Aslında Tophane'de yaşanan kentsel dönüşümü AK Partili bir belediye yönetiyor. Sürecin sıkıntılı ve gerilimli geçeceğinin onlar da farkında. Ancak bu değişim sürecine yerel yönetim kadar, siyasi partilerin de katılması, hem halka hem de değişim sürecine katkı vermesi gerekiyor. Eğer bu bölgede AK Parti ve CHP gibi partilerin mahalle birimleri olsaydı acaba sorunlar bu kadar ileri boyuta ulaşır mıydı?
Kentsel dönüşüm süreçlerine siyasi partiler ne ilgisiz kalmalı ne de siyasi rant gözüyle bakmalı ve daha önemlisi sosyal politikalarla desteklenmeyen bir kentsel dönüşüm projesi her zaman bu tür tehlikeleri içinde barındırır.