Türkiye referandum sonrası yoğun biçimde silahların nasıl susması gerektiğini konuşuyor. Artık kimse çocukların ölmesini, şiddetin can almasını istemiyor.
Hakkâri'deki mayın patlamasında eşini kaybeden çocukları yaralı baba Yalçın Kurt, hastanede yaşam savaşı veren küçük kızı için şöyle diyordu: "Umarım Zeynep barışın sembolü olur..."
Yüreği yanan bir babanın bu dileği aslında tüm Türkiye'nin dileği. Ama sorun şu: Bu nasıl olacak? Henüz bunun cevabını bulmuş değiliz ama içinden geçtiğimiz bugünlerde hükümetle BDP arasındaki ilk görüşme bile umut yarattı. Bu noktada eksikliği duyulan tek şey, muhalefet partileri... Özellikle de CHP'nin devreye girip girmeyeceği merakla bekleniyor.
Peki, CHP ne yapıyor şu sıralar? Partiden beklenen, hem Kürt meselesindeki gelişmelere nasıl katkı sunacağı hem de yeni siyaset üretip üretmeyeceği.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu referandum sürecinde genel aftan türban meselesine çok şey söyledi. Ancak o politikaların partinin genel bir açılım ve değişim arzusunun ürünü olup olmadığı bilinmiyor. Bu konuda turnusol kâğıdı Kürt Raporu çalışmasıdır.
CHP 20 yıl sonra da olsa rafa kaldırdığı Kürt Raporu'nu yeniden hazırlıyor. Kuşkusuz Kürt meselesini gündemine alıp heyet oluşturması olumlu bir adım ama asıl önemli olan ne söyleyeceği...
Bu konuda CHP'nin son dönemde dört elle sarıldığı 90 Raporu'nu yazan eski SHP Saymanı Fuat Atalay'la konuştum. Atalay önce bir tespit yapıyor:
"Bu ulusal ölçekte bir mesele... SHP'nin 90 raporu o dönem şartlarında meseleye olabildiğince gerçekçi yaklaşan bir rapor. Aradan 20 yıl geçti. O meselenin özü hâlâ çözüm bekliyor. Oysa hem dünya hem de Türkiye çok değişti. Toplumumuz da belli bir bilince ulaştı. Bugün CHP eğer 20 yıl önce yazılan rapora sahip çıkıyorsa, şimdi daha somut çözüm önerileriyle ortaya çıkmalı. Popülist ve bazı kesimlerin kulağına hoş gelecek yaklaşımlardan uzak durmalı..."
Peki, bu mümkün mü? Atalay bir an duruyor ve tereddüdü olduğunu şu sözlerle dile getiriyor: "Toplumu kucaklayacak, büyük sentezlere götürebilecek reformcu kimlik meselesi CHP'nin en önemli meselesidir. Kürt raporu noktasında da umutlu olabilmek için CHP'nin öncelikle bugünkü anlayışını sorgulayıp değişimci bir anlayışı hâkim kılacak bir eksende yürümesi lazım. Yürümediği sürece bütün bu meselelere geçici yaklaşımlar ortaya koyar ki bu Türkiye'ye katkı sunmaz."
CHP heyetinin nasıl bir rapor hazırlayacağını göreceğiz. Ancak haberler pek parlak değil. CHP heyeti şu ana kadar Kürt toplumunun yaşadığı birçok ile gitti.
Bunlardan biri de Kars'ın Posof ilçesiydi. Birkaç gün önce Posof'un CHP'li Belediye Başkanı Şükrü Bozyiğit'le konuştum. CHP yönetimini uyarmak isteyen Bozyiğit heyetle ilgili yaşadığı derin şaşkınlığı şöyle anlatıyordu: '
Aforoz ederlerse etsinler' "
Kürt raporu hazırlayacak heyet bir süre önce bizim ilçeye geldi. Heyet adına partimizin MYK üyesi Mahmut Duyan bir konuşma yaptı. O konuşmada 'Türkiye'nin Kürt meselesi yoktur' diye söze başlayınca dayanamayıp araya girdim; 'Özür dilerim ama vay bu raporun haline... Ben yedi göbek Türk'üm Kürtlükle alakam yok ama Türkiye'nin Kürt meselesi yoktur, ne demek? Sizi bir yerde dondurdular da yeni mi kalktınız?' dedim. Kürt raporunu hazırlayacak isimler Kürt realitesini kabul etmiyorsa nasıl rapor hazırlayacak?"
Başkan Bozyiğit heyetten neler beklediğini de şöyle anlatıyordu: "Gerçekten sorunu bütün yönleriyle ele alan, adam gibi bir rapor hazırlayacaksak hazırlayalım. Bu heyetten nasıl bir rapor çıkacağı belli... Sorunu bilmeyenlerin sağlıklı bir şey hazırlayacağını sanmıyorum. Ben daha önce öğretmendim, 12 Eylül'de bedel ödemiş bir adamın. Artık bu ülkede kan ve şiddet değil, barış ve kardeşlik görmek istiyoruz. Bunları konuştum diye beni aforoz ederlerse varsın etsinler..."