Anayasa Mahkemesi'nin son kararı herkesi şaşırttı. Acaba ne oldu da 367 ve türban kararını veren kurul, bu kez o kararları alkışlayanları bile hüsrana uğrattı?
Çünkü ne yasayı tümden reddetti, ne de başta CHP olmak üzere birçok partinin beklediği Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısını düzenleyen maddeleri düşürdü.
Kuşkusuz yaptığı şey içeriğe girip siyasi karar almaktı ama değişimin "biraz"la sınırlı kalması çok anlamlıydı.
Peki sistemin bu önemli kurumu neden böyle bir karar verdi?
Bu sorunun cevabı CHP'deki yönetim değişikliğinde saklı... Kaset olayı patlayıp CHP Genel Başkanı Deniz Baykal istifa etmek zorunda kalınca o günlerde bu tezgâhın bir "NeoErgenekon Projesi" olduğunu yazmıştım. "CHP dostları"nın tezgâhladığı bu projenin amacı da darbe girişimleriyle, kuşatmalarla yenemedikleri AK Parti'yi CHP'de yönetim değişikliği yaparak seçimle yenmekti.
O günlerde siyasetteki bu değişime, kurumların da ayak uyduracağını söylemiştim. İşte Anayasa Mahkemesi'nin kararında bu sürecin etkisi var. En azından iki maddeyi iptal etmesi beklenen mahkemenin hiçbir maddeyi iptal etmeyip sadece seçilme biçimini değiştirmesi başka türlü izah edilemez.
Çünkü AK Parti karşıtları açısından referandumu kazanmak, 2011 seçimlerini kolaylaştıracağı gibi daha önemlisi Cumhurbaşkanlığı seçimi için de iyi bir blok hazırlığı olacak.