Son günlerde Türkiye'de ciddi gelişmeler yaşanıyor. Balyoz Darbe Planı'nın ortaya çıkmasından sonra toplumun gündemine gelen EMASYA Protokolü'nün kaldırılması bu gelişmenin önemli bir örneği...
Böylece 28 Şubat zihniyeti tarihin çöplüğüne atıldığı gibi, yeni darbe heveslilerine de korku salındı. Askeri vesayet sistemi sarsıldıkça sivil siyaset de yeni arayışlara yöneliyor. Bu açıdan CHP'den yükselen sesler dikkat çekiyor.
Önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Sol yok, sağa yöneldik" açıklaması geldi. Bir anlamda kurultaya mesaj niteliğindeydi bu açıklama... Sonra CHP Genel Başkanı Deniz Baykal' ın Cüppeli Ahmet Hoca'ya "Geçmiş olsun" telefonu gündeme geldi.
Bu iki gelişme, ister istemez CHP'nin 29 Mart seçimlerinde içi boş da olsa başlattığı ve bir biçimde etkili olduğu bilinen "çarşaf açılımı" nı hatırlattı.
Zaten bugünlerde CHP Genel Merkezi'nde ciddi bir "İktidara geliyoruz" havası hâkim.
Tüm bunlar üst üste gelince siyaset kulislerinde de farklı formüller üretilmeye başlandı.
Bu formüllerin içinde en ilgi çekici olanı ise hiç kuşkusuz Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener'le ilgili olandı.
Baykal'ın 2007'de "Cumhurbaşkanı adayı olabilir" dediği Şener'e ne kadar sıcak baktığı biliniyor. Şimdi kulislerde konuşulan şu:
"Baykal erken seçim istiyor ya o yüzden harekete geçti. Tıpkı 29 Mart gibi yeni bir çıkış arıyor. Sol öldüğü için tek çıkış yolu da sağ. Oranın sahibi var ama delik açmak istiyor. İşte bu noktada Baykal'ın Cüppeli Ahmet Hoca'ya geçmiş olsun dileklerini ciddiye almak gerekiyor.
Bu işin sonu Abdüllatif Şener'e kadar uzanır..."
Tabii bu sadece bir yorum...
Demirel'in deyimiyle siyasette 24 saat bile uzun bir süre. Seçim ittifakı mı olur, yoksa başka bir yol mu bulunur kimse bilemez.
Siyaset yine hareketlenmeye başladı.