Son dönemde, TSK içinde darbe üreten zihniyetin tartışılmasını başka yönlere çekmenin anlamı yok.
Açık olan şu; ordu içindeki darbeciler ayıklanır ve "darbeci üreten eğitim sistemi" değişirse kimsenin orduyla bir sorunu kalmaz. Kalmamalı da... Şimdi bu kaotik yapı devam ettiği için orduyla ilgili çok haklı bir mesele bile tartışılamıyor. Örneğin şu bedelli askerlik meselesi... Daha önce uygulanmasına rağmen bugün "düşük yoğunluklu savaş" gerekçesiyle konu gündeme alınamıyor. Oysa hem demokratik açılım süreci gereği, hem de çok yoğun tartışılan çağdaş "profesyonel ordu"ya gidişin ilk adımı olması nedeniyle, bedelli askerliğin artık gündeme alınması gerekiyor.
Tabii sadece bu iki nedenle değil, başka önemli nedenler de var. Ekonomik krize rağmen onlarca insana istihdam yaratan, ekonomiye değer katan binlerce işadamı söz konusu.
O insanlardan her gün onlarca mail alıyorum. Seslerini duyurmak için, yarattıkları iş olanağının, ülkeye kattıkları ekonomik değerin yok olup gitmemesi için feryat ediyorlar ama ne yazık ki kimseler duymuyor.
Ama artık duyulmalı... Türkiye, kurumlarını yenileyerek demokrasisini güçlendirerek yeniden yapılanıyorsa askerlik modelini de yenilemeli.
Bu gerçeği en çarpıcı biçimde ünlü yönetmen Sinan Çetin özetledi:
"Askere gitmek istemeyenler, devlete belli miktarda para ödeyecek. Gönüllü olarak askerlik yapmak isteyenlere ise devlet tarafından düzenli maaş bağlanacak. Böylece Türk genci vatani görevini şevkle ifa edecek."