DP'nin yarın yapılacak olağanüstü kongresi merkez sağın "yeniden doğuşu" için son şans gibi görünüyor. Çünkü 1991 seçimlerinden bu yana o cenahta yer alan iki parti de sürekli oy kaybederek bugünlere geldi.
Şimdi, 29 Mart yerel seçimleriyle AK Parti'nin biraz aşağı çekilmesi merkez sağcıları umutlandırdı.
Tam da bu nedenle parçalanan, bölünen ve toplumun ilgisini çekecek bir "merkez siyaset" yaratamayan bütün merkez sağcılar DP'ye yöneldi.
En başta da eski Cumhurbaşkanı Demirel'in çevresi harekete geçti.
Hüsamettin Cindoruk'un adaylığının arkasında bir Demirel aklı olduğu kesindi. Nihayet Vatan yazarı Bilal Çetin'e yaptığı açıklama bu gerçeği su yüzüne çıkardı.
Aslında son yıllarda Demirel hep siyasetin içindeydi.
Kapalı kapılar arkasında siyaseti dizayn etmek için elinden geleni yaptı. Ama bir çıkış yolu bulamadı.
Çünkü merkez sağın çöküşünü sağlayanlar, yeni bir çıkış yaratamazdı.
Şimdi biraz da çaresizlikle DP'ye el attılar... Oysa herkes biliyor ki, bu çevre DP'nin oy almaması için ellerinden geleni esirgemedi. Hatta kendilerinin oy vermediği bile söyleniyor.
Ama şunu da görmek gerekiyor, Cindoruk'un adaylığı DP kongresine müthiş bir hareketlilik getirdi.
Bunun başka siyasi nedenleri var ama önemli olan bu durumun, genç Demokrat Partililere belki de ilk kez kendi geçmişleriyle yüzleşme ve hesaplaşma fırsatı sunması...
Çünkü Demirel destekli Cindoruk'un adaylığı Tansu Çiller'i de ateşledi. O da Demirel yanlıları partiyi ele geçirmesin diye can havliyle devrede...
Oysa çevresi düne kadar Soylu'dan kurtulma hesapları yapıyordu.
Şimdi Cindoruk, çıkınca mecburen Soylu'ya sarıldı.
Parti kulislerinde Çiller'in Soylu'ya desteği şöyle yorumlanıyor: "Ali sevgisinden değil Ömer düşmanlığından..."
İşin doğrusu Soylu'nun da bu vesayetten kurtulması gerekiyor.
Benzer bir beklenti DP Genel Başkanlığı'na aday olan Mehmet Ali Bayar için de var.
Bayar - Soylu bir arada olur mu?
Parti kamuoyu Bayar'ın "Ne Demirel, ne Çiller" diyerek eski siyasilerin vesayetine karşı çıkıp çıkamayacağını merak ediyor. Ama Bayar açısından belki de en önemli soru şu: Kulislerde konuşulan "Cindoruk çekilerek yerini Bayar'a bırakacak" projesi doğrulanırsa, Bayar bu işin bir parçası olmadığını nasıl ortaya koyacak?
Tüm bunlar siyasi varsayımlar...
Gerçek ise Bayar'la Soylu'nun önünde yeni bir fırsatın olması...
Acaba DP'nin iki yeni adayı bu fırsatı, bir umuda dönüştürebilecekler mi?
Sanıyorum Demirel bu iki adayın şanslı olduğunu ve Cindoruk'un zorlanacağını bildiği için açık kapı bırakıyor: Şöyle diyor:
"DP kongresi sağduyu ile bu hareketin farkına varırsa varır. Ama varmazsa hareket devam eder ve başka bir yerde yeşerir gelişir, iktidar adayı olur..."
Demek istediği şu: Cindoruk DP kongresini almazsa yedekte tutulan DYP devreye sokulur ve orada yola devam edilir.
Bu noktada DP delegesinin tavrı önemli ama çok daha önemlisi Bayar-Soylu ikilisinin parti içinde bir arada kalıp kalamayacakları...
Sürpriz bir gelişme beklenmiyor ama bu ikili, ya siyasi rüştlerini ispat edip yeni bir sivil siyasi dil bulacak ya da o sivil geleneği bu hale getiren eski kuşak siyasetçiler karşısında silinip gidecekler.
DP kongresi bu açıdan önemli siyasi gelişmelere gebe...