Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Eski İstanbul'u bir 'hukukçu' koruyacak

Türkiye'de mutlaka olması gereken ama çok da eleştirilen kurumlardan biri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları'dır.
Eleştirilme gerekçesi de "Korumaya çalışırken çürüme yaratması..."
Tıpkı o çok bilinen, "Ayı, yavrusunu severken öldürür" sözü gibi.
Belki de bu nedenle tarihi eserleri hakkıyla koruyamıyoruz.
Çünkü izin verilmediği için ya çürümeye terk ediyoruz ya da yıkıp yerine beton bina dikiyoruz.
Tarihi eserler konusunda ortak bir noktamız yok.
Peki neden?
Bence bunun en önemli nedeni o kurullara bürokratik bir zihniyetin egemen olması. Bu anlayış son yıllarda yasal dayanağa da kavuştu.
Bunun son örneği de eski İstanbul denilen Tarihi Yarımada'ya bakan 4 Nolu Kurul'da yaşandı. Adı üstünde, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ve görevi de Tarihi Yarımada'yı korumak.
Peki, ne oldu o kurulda?
Anlatalım... Bir süre önce 4 Nolu Koruma Kurulu'nda bir seçim yapıldı. Ve kurul üyesi hukukçu Nevzat İlker Çolak 7 üyeden 4'ünün oyunu alarak kurul başkanı seçildi. Yanlış duymadınız... Görevi tamamen şehircilik ve mimarlıkla ilgili bir kurulun başına bir "hukukçu" seçildi.
Oysa o kurulda aralarında Prof. Dr. Ahmet Ersen, Arkeolog Feridun Özgümüş, Yrd. Doç. Dr. Şevket Dönmez, Özlem Güney gibi arkeolog ve şehir plancısı üyeler var. Onlardan birinin değil de bir hukukçunun seçilmesi şehircilik kamuoyunda şaşkınlık ve kaygı yarattı.
Deneyimli bir mimar şöyle diyor:
"Kurullarda hukukçuların etkinlik sağlaması çok tartışılan bir konu... Bunun böyle olacağı belliydi. Birkaç yıl önce 'bir gün hukukçular kurullara başkan olursa hiç şaşırmayın' demiştim. İşte oldu. Bu ciddi bir sorun."
Aslında bu süreç 2004'te çıkartılan 5226 sayılı yasayla başlatıldı. Eski yasada beş asil üyeden oluşan kurullar; mimar, şehir plancısı, arkeolog, sanat tarihçisi ve mimarlık tarihçisinden oluşuyordu. Son yasa buna hukukçuyu da ekledi.
Ve ne olduysa ondan sonra oldu.
İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Doç. Dr. Gülsün Tanyeli bu değişimi Arkitera'ya verdiği bir röportajda şöyle yorumluyor:
"Akademisyen üyelerin eskisi kadar güçlü bir konumu yok. Yeni üyelere baktığımızda son dönemlerde siyasi tercihlerin öne çıktığı görülüyor. Bu durum kurulun güvenilirliği ve saygınlığı açısından risk oluşturuyor."
Bir hukukçunun kurul başkanı olması, zaten sıkıntıların yaşandığı, işlerin yavaş yürüdüğü koruma kurullarında bu kez çok farklı algıların yaratılmasına yol açıyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a duyurulur.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA