Seçim döneminin en büyük mitingi önceki gün İstanbul'da gerçekleşti. Böylece AK Parti bu dönemde tek bir siyasi partinin yapabileceği en büyük mitinge imza atmış oldu.
Peki iktidarda 5 yılı dolduran bir partinin meydanları böylesine doldurması ne anlama geliyor?
Görünen o ki, tek başına iktidar olan DP ve Özal'lı Anavatan dönemlerine benzer bir durum yaşanıyor.
Oysa bu istisnalar hariç yakın siyasi tarihimizde hep tam tersi olurdu.
Her zaman muhalefet partileri meydanları doldurur, iktidarı zorlardı.
Doğrusu bu kez de Türkiye'nin tarihin en zor döneminden geçtiği iddia edilerek öyle beklendi. Ama sonuç öyle olmadı.
Muhalefet değil, aksine iktidar halkı meydanlara topladı.
Neden?
Bir siyaset uzmanı şöyle diyor:
"AK Parti iktidarda olmasına rağmen çevrenin taleplerini seslendiren ve hala muhalif olan bir parti. Burada asıl sorun muhalefetin pozisyonu... Muhalefet değişim arzusu taşıyan halkla buluşamadı. İşin sırrı bu."
Bu gerçeğin en çarpıcı göstergesi aynı gün, aynı tabandan beslenen Saadet Partisi'nin Çağlayan'da yaptığı mitingdi.
O mitingde de beklenenin üzerinde bir kalabalık vardı. Bu da şunu gösteriyor; Saadet Partisi İstanbul'da ciddi bir başarı gösterebilir ama iktidar alternatif değil.
Çünkü iki miting arasında birçok açıdan inanılmaz farklar vardı.
Peki biri muhalefet, diğeri yıpranması gereken iktidar olmasına rağmen bu fark nasıl okunmalıydı?
Siyaset uzmanı şöyle diyor:
"Çağlayan mitingi Saadet Partisi açısından olağanüstü bir mitingdir. Ama AK Parti'ninki ile kıyas kabul etmez. Birinde halk var, diğerinde örgüt gücü. Halk gönüllü iştirak ediyor. Bu bir itirazdır. Diğerinde güç gösterisi söz konusu."
Seçim sürecinde son viraja girdik.
Acaba bu miting kalabalıkları sandığa yansır mı? Sorunun cevabını siyasi analist
Erhan Göksel veriyor:
"Tabii ki yansır. Miting açısından iki parti yükselişte. AK Parti ve MHP. Bunu da sandıkta göreceğiz."