İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la birlikte Brüksel'deyiz. Brüksel, Belçika'dan çok AB'nin başkenti.
Bu nedenle gezi, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti seçilmesine bir teşekkür amacı taşısa da asıl hedef AB-Türkiye ilişkilerine katkı sunmak.
Çünkü, önümüzdeki günlerde önce 6 Aralık, ardından da 11 Aralık'ta AB müzakereleri açısından Türkiye'yi ilgilendiren önemli kararlar açıklanacaktı.
Ancak dünkü açıklamalarla müzakereler 8 maddede askıya alındı.
Elbette Türkiye'nin AB yolculuğu bu tür kırılmalara rağmen devam edecek.
Zaten Başkan Topbaş'ın görüşmeleri de bugünden çok geleceğe yatırım niteliğindeydi.
Çünkü görüşülen kişiler, Türkiye ile ilgili kararı açıklayan Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, Avrupa Parlamentosu üyesi Joost Lagendijk, Avrupa Komisyonu Bölgesel Politika Genel Müdürü Graham Meadows, Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Başkanı Graham R. Watson gibi önemli isimlerdi.
Bu isimlerden de anlaşılacağı gibi görüşmeler "kentsel" olmaktan çok "siyasal" dı.
Bir anlamda İstanbul, Türkiye için kulis yapıyordu.
Çünkü kentlerin ülkeleri taşıdığı bir dönemde, İstanbul'un Avrupalı üzerinde ciddi etkisi, Avrupalının ise İstanbul'dan "yerel demokrasi" adına beklentisi vardı.
Bu gerçeği Başkan Topbaş da doğruluyor ve şöyle diyordu: "Artık dünyada kentler yarışıyor. Avrupalı bu yarışan kentler arasında İstanbul'u dikkatle izliyor. Ayrıca bizim AB ile müzakere süreci açısından önemli görevlerimiz var. Müzakere şartları açısından ne kadar adım attığımızı, yerel yönetim reformlarının hangi boyutta olduğunu görmek istiyorlar. Bu çerçevede yaptığımız görüşmeler çok olumlu geçti. Çünkü onlar İstanbul'un bir marka değeri olduğunu biliyor ve çok yakından izliyorlar..." Gerçekten de İstanbul ve başkanı Brüksel'de çok iyi karşılandı.
Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn'in 6 Aralık'a kadar randevularını iptal etmesi ve son görüşmesini Başkan Topbaş'la yapması da bunun bir göstergesiydi.
Rehn'in, "İstanbul Yaklaşımı" ise hem çok sıcak hem de önemli bir müjde içeriyordu: "İstanbul çok önemli bir Avrupa şehri. Farklılıkları olan bir şehir. Sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yapılmalı. Ayrıca 2007 AB Bütçesi'den Avrupa Kültür Başkenti İstanbul için 1.5 milyon avro destek vereceğiz." İstanbul için böyle olumlu gelişmelerin yaşandığı Brüksel'de Topbaş ve ekibinin yanı sıra Türkiye'den pek çok heyet de vardı.
Hatta "bugünlerde Brüksel'de tam bir 'Türkiye çıkarması' söz konusu" desek abartmış olmayız.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş kalabalık bir heyetle oradaydı. Heyet içinde AK Parti milletvekilleri Nevzat Yalçıntaş, İnci Özdemir, Ruhi Açıkgöz, İlyas Çakır ; CHP milletvekilleri Onur Öymen, Algan Hacaloğlu, Ersin Arıoğlu da vardı.
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği ise Türkiye'den kalabalık bir gazeteci grubuyla görüşmeleri izledi.
Ayrıca Belçika'da yaşayan Türklerin parlamentoya soktuğu Belçika Çevre ve Spor Bakanı Emir Er, yine Belçika Senato üyesi Fatma Pehlivan da Türkiye'den gelenleri yalnız bırakmadı.
Kuşkusuz bu yoğun lobi çalışmaları müzakerelerin 8 maddede askıya alınmasına rağmen sürecek ve asıl etkisini bundan sonra gösterecek.
Özetle Brüksel'de Türkiye'nin geldiği noktayı AK Parti İstanbul Milletvekili Egemen Bağış şöyle yorumluyor: "Bu sonucu çok önemsememek gerekiyor. Onlar bizi öfkelendirmek ve ilişkiyi koparan taraf yapmak, sonra da timsah gözyaşları dökmek istiyor. 15 Aralık'a kadar daha çok çalışacağız. Bu hamur daha çok su kaldırır. Türkiye bunların bilincinde ve yoluna devam edecek. Kimse umutsuzluğa kapılmamalı."