Nedense Türkiye'de, daha doğrusu İstanbul'da yaşanan cami tartışmalarıyla askeri hassasiyetler hep aynı zamana denk düşüyor.
Çok değil 10 yıl önce Taksim'e cami projesi dayatılınca, ciddi tartışmalar yaşanmış ardından da 28 Şubat'ta "Postmodern darbe" yaşanmıştı.
Şimdi gündemde yine bir cami tartışması var. Dikkat ederseniz bu dönemde de askersivil ilişkileri pek parlak değil.
Tartışma, geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Kadıköy'ün 1/5000'lik planlarını hazırlarken Göztepe Parkı'na cami yapılmasını öngörmesiyle başladı.
Olay kamuoyuna yansıyınca da kızılca kıyamet koptu. Aylarca süren tartışmalar nihayet geçtiğimiz günlerde noktalandı.
Parka cami olayına CHP'li üyelerin oy vermesiyle tartışmalara son nokta konmuştu.
CHP'liler kendilerini kamuoyu önünde zor durumda bırakan bu olaya çözüm ararken, devreye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş girdi.
Planlara işlenmesine rağmen ortak bir karar vermek için Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'le görüşmek istedi.
Görüşmenin amacı dayatmacı olmadan alternatif yeni bir yer önerisini değerlendirmek. Bu bir iyi niyet çabasıydı. İki başkan bu konuyu yeniden görüşmek için dün bir araya geldi.
Peki görüşme nasıl geçti? Görüşme, Başkan Topbaş'ın makamında gerçekleşti. Toplantıya iki başkanla birlikte Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mesut Pektaş da katıldı.
Aslında toplantı beklenenin aksine çok kısa sürdü. Çünkü, Kadıköy Belediye Başkanı Öztürk, toplantıya sürpriz bir öneriyle gelmişti. Caminin yapılacağı yeni yer, Göztepe Parkı'na yakın bir alanda ve özel kişilere ait bir arsaydı.
Selami Öztürk, söz konusu yeri plan üzerinde gösterip, imar durumunu, istimlak koşullarını anlatınca hem Başkan Topbaş, hem de Genel Sekreter Pektaş ikna oldu. İlk tepki başkan Topbaş'tan geldi: "Biz bu yeri nasıl görmedik."
Bu kısa konuşmadan sonra iki başkan ve genel sekreter basının karşısına çıktı. Açıklamayı başkan Topbaş yaptı:
"Biz başkandan parka yakın bir öneri istedik. Tespit ettikleri bir alanı getirdiler. Bir mülkiyet sorunu var. Genel sekreterim incelemesini yapacak. Mülkiyeti aşabilme imkanları varsa neden olmasın. Yerini tam söylemeyeceğim, üzerinde çalışılması gerekiyor. Olabilirliğini gördük. Yakın bir nokta."
Avrupa başkenti olma sürecinde gerginlik istemediklerini belirten Topbaş sözlerine şunları da ekledi:
"Önemli olan Avrupa kültür başkenti olma yolundaki İstanbul'da diyaloglarla ve hoşgörüyle adımlar atılmasıdır. Arzu ettiğimiz budur. Yerelde siyasi gerginlikler zaten istemiyoruz. Bunlar geride kaldı. Halkımız da bunu istemiyor. Yerel yönetim hizmet üreten birimdir."
Başkanların konuyu konsensüsle, hoşgörüyle çözme iradeleri gerçekten anlamlı. Bu olayda Başkan Topbaş'ın sıcak yaklaşımına kamuoyu da destek vermeli.
Kim bilir belki de bu adım, sık sık "Cami-Kışla" gerginliği yaşayan Türkiye'de "sivil" çözümün de ilk örneği olur.