Tam 13 yıl önce 17 Nisan günü Türkiye Özal'ı kaybetti.
Milyonlar cenazesinde saf tuttuğunda, Türkiye'yi 'derinden sarsan' adamın nasıl bir sevgi seli yarattığı ortaya çıktı.
Ve Türkiye'yi dünyaya taşıyan Özal milyonların gözyaşları arasında uğurlandı.
O günden sonra her yıl 17 Nisan'da Özal yaptıklarıyla farklı anılmaya başladı.
Aradan 13 yıl geçti.
Bu dönemde Türkiye'de çok şey değişti. Ama değişmeyen bir şey vardı. O da şu; Türkiye, ertelenen temel siyasi sorunlarıyla yüzleştikçe hep Turgut Özal'ı hatırladı.
Daha da ilginci, bu 'hatırlama' sadece o günleri yaşayan orta yaş kuşağına ait değildi.
Daha çok, Özal'a 'tonton Amca' diyen o günün çocukları hatırlıyor ve Özal'ın vizyonu etrafında bir araya geliyorlardı.
İdeolojik kamplaşmalar arasında sıkışıp kalmayan yeni gençliğin Özal'la kurduğu bu bağın en anlamlı göstergesi dün düzenlenen anma törenlerinde ortaya çıktı.
Yüzlerce insan sabahın erken saatlerinde Anıt Mezar'ın bulunduğu alana akın etti.
Kimler yoktu ki, siyasiler, sivil toplum örgütleri, yaşlılar, başı açık, başı örtülü kadınlar, erkekler ve tabii ki gençler. Gençler gerçekten ağırlıktaydı.
Özellikle Anavatan Partisi İstanbul İl Gençlik Kolları adeta törene damgasını vurdu.

80'lerin çocukları siyasette
Bir anlamda Özal' la gençliğin yeniden buluşması sağlandı o mekanda. İşin mimarı da Anavatan Partisi İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Baran Umut Baycan ve Özlem Eriş, Onur Öksel, Emre Tola'dan oluşan genç ekibiydi.
'Özallı Yıllar' ın çocukları bu kez siyaset sahnesinde boy gösteriyor ve geleceğe güvenle bakıyordu.
Tören sonrası Anavatan Partisi İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Baran Umut Baycan'la konuştum.
Baycan, sadece anma ile yetinmediklerini 'Gerçek Özal Misyonu'nu sürdürmek için ciddi bir siyasi hazırlık içinde olduklarını belirterek şöyle diyordu:
"Biz Özal döneminin çocuklarıyız. O günlerde Özal'a yönelik siyasi muhalefet olduğu için değeri tam anlaşılamadı. Ama aradan yıllar geçince herkes Özal'ın misyonuna sahip çıkar oldu. Bu, biz gençler için çok önemli bir gösterge. Çünkü, Özal'la bugünün gençliği arasında müthiş bir bağ var. Nedeni de çok açık, hiçbir ideolojinin adamı olmaması. Bu da gençliğe 'proje ve hizmet' ekseninde politika yapmanın kapılarını açtı."

Anavatan'lı Özal gençliği
Özal iktidar olduğunda 5 yaşında olan Baran Baycan, bugün gençler arasında Anavatan Partisi'nin büyük şansı olduğunu belirterek şöyle diyor:
"Biz, 70'li yılların ideolojik çatışmacı gençliği gibi değiliz. Özal bize dünyanın kapılarını açtı. Türkiye'nin tüm değerleriyle buluşmamızı, derin sorunlarıyla yüzleşmemizi sağladı. Özal adı bu anlamda gençler arasında ciddi bir referans ve güven kaynağı. Biz de buradan güç alarak, 'özgürlükçü demokrat' bir çizgide gençliğin siyasetle buluşmasını sağlamaya çalışıyoruz."
Bugün Türkiye'de AK Parti iktidarının ve statükocu yapının yarattığı siyasi gerginliklere de değinen Baran U. Baycan, sözlerini şöyle noktalıyor:
"Biz 'doğal merkez'iz. Türkiye'nin bugün yaşadığı sıkıntı, siyasi gerginlik merkezin 'suni' olmasından kaynaklanıyor. Dikkat ederseniz, AK Parti iktidara geldiğinde 'Özal Misyonu'nun devamı olduğunu söylüyordu. Yani 'Özal gibi' olmaya çalıştılar. Oysa 'gibi' olanın, siyasetin 'doğal merkezi'ni doldurması mümkün değil. Bu nedenle Türkiye'de Anavatan Partisi'nin yeniden iktidar olması, sistemin yerine oturması açısından bir zorunluluk."
Anlaşılan siyasette yeni bir gençlik doğuyor...
Bakalım 'Özal gençliği' önümüzdeki sürece damgasını vurabilecek mi?