İstanbul'da 219 tane M 6000'le başlayan 'kaçak minibüs' var. Farklı semtlere her gün binlerce yolcu taşıyor bu minibüsler. Bir minibüs hattının 500 milyarla 1 trilyon arasında satıldığı düşünülürse, 219 hattın ne kadar önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Fakat sözünü ettiğimiz bu 219 minibüsün hiç birinin belediye ruhsatı yok.
1996'dan beri kullanılan bu hatlar, ciddi kavgalara, soruşturmalara neden olmasına rağmen ne ruhsat verildi, ne de çalışmaları iptal edildi.
Bir süre önce bu 'kaçak minibüs'ler konusu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı'nın gündemindeydi.
Nedeni de 9 yıldır çözülemeyen sorunu çözmek ve minibüslere ruhsat verilmesini sağlamak.
Oysa yüzlerce minibüs hattı sahibi bu duruma itiraz ediyor, haksız rekabet nedeniyle ruhsat verilmesini istemiyordu. Ruhsat almak isteyenler de bu tepki karşısında boş durmuyor, benzer bir çabayla devreye siyasileri, bürokraside etkin isimleri sokuyor ve belediyeye baskı yapıyordu. Sorun aslında 1985 yılı öncesine kadar uzanıyor.
Güngören Minibüs Odası Başkanı Oktay Nuhoğlu bu gerçeği şöyle açıklıyor:
"İçişleri Bakanlığı 1996 yılında, 1985 yılından önce bir biçimde hakkı kaybolmuş kişilere yeni bir hak verdi. Bu hakkı kullanmak isteyenlerin sayısı 219'du. Bunların hepsi haklıdır diyemem. Ama hak ederler de var. O günden bu yana bu sorun çözümlenemedi. Sanıyorum yargı 30'a yakın minibüsün hakkını iptal etti. Geriye kalanlar çalışıyor. Ama ruhsatları yok. şimdi bu konu yeniden gündemde."
Görüldüğü gibi 9 yıldır İstanbul'da 'ruhsatsız' çalışan yaklaşık 200 minibüs var. Ama ne hikmetse sorunu kimse çözemiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Kurulu da bu konuda olumsuz görüş bildirdi.
Şimdi gözler 21 Ocak'ta yapılacak ulaşım toplantısında. Bakalım İstanbul Büyükşehir Belediyesi 'kaçak minibüs' sorununu çözebilecek mi?