İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş görevinde 9 ayı geride bıraktı. Bu süre bir kentin tarihi açısından kısa olabilir, ama sözünü ettiğimiz kent birçok açıdan 'imdat' diye bağıran İstanbul olunca, bu süre çok önemli. Peki bu sürede İstanbul'un kent yaşamını etkileyen, değiştiren hangi proje gündeme geldi? İstanbul'un simgesi olabileceği düşünülen Sivriada'ya dikilecek semazen heykeli ... Bu konuda günlerdir çok şey yazıldı ve söylendi. Başkan Topbaş'ın 9 ay sonra İstanbul kamuoyuna sunduğu bu proje aslında yeni de değil. Çünkü, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, 28 Mart seçimleri öncesi benzer bir proje yapacağını açıklamıştı. İşin doğrusu, Türkiye'yi AB'ye ve dünyaya taşıyacak İstanbul, şimdi bununla zaman öldürüyor.
Oysa ortada çok vahim bir tablo var; İstanbul'un zorlama semazen simgelerini aşan derin ve etkileyici tarihi bizim hoyratlığımızla ya talan ediliyor ya da çirkinlikler içinde ilgisizliğe mahkediliyor.
Cumhuriyet gazetesinde yazdığı ilginç yazılarla İstanbul'a dikkat çeken eski Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan'la konuşurken, bu konuyu sordum.
Çapan, sözü uzatmadan cevap verdi: "Önce İstanbul'un tarihine sahip çıksın. Şu, Yenikapı Mevlevihanesi'nin hali ortada. Bu tarihi mirası, pislik içinde bırakan bir anlayış, semazen yapsa ne olur yapmasa ne olur?" Hiç vakit kaybetmeden Mevlanakapı'da bulunan o tarihi mekâna gidip gezdim. Muhteşem bir tarih yatıyor orada. Ama duvarlarından, pencerelerine her şey dökülüyor. 1997'de sabotajla yakılan koca binanın sadece taş duvarları, adeta 'Yeniçağ'ın hoyratlığına karşı ayakta duruyor. Şeyh Galip'in çilesini doldurduğu, Türk musıkisine gönül vermiş Itri'nin ve Hamamzade İsmail Efendi'nin yetiştiği Yenikapı Mevlevihanesi tam bir harabe durumunda.
Ama sadece o değil, Eyüp'teki Bahariye Mevlevihanesi ve Beşiktaş Mevlevihanesi'nden şimdi eser yok.
Mevlana'nın evrensel sevgi mesajının semazen heykeliyle simgeleşmesi çabası ne yazık ki bizzat mevleviler tarafından bile hoş karşılanmıyor. Galata Mevlevihanesi Yaşatma Derneği Başkanı Gürcan Kaftan bu konuda şunları söylüyor: "Neden hayırsız, ıssız ada? Akıllarınca orayı inanç turizmi merkezi yapmak istiyorlar. Mevlana insanların gönüllerine hitap ediyor, midelerine değil. Siz orada semazenin eteklerine restoranlar kuracaksınız. Eee tabii tuvaletler de yapacaksınız. Semazenin içine tuvalet olur mu? Dünyevi şeyle kirletmek olmaz. Tasvip etmiyoruz tabii. Semazenlikle restoran iyi bir ikili değil."