AK Parti yerel yönetimlerde bir demokrasi sınavı veriyor. Şimdi 7 aylık bir tecrübe sözkonusu. 8 Kasım'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grubu'nda seçim var. Meclis Başkanvekilli, AK Parti Grup Başkanvekili ve Meclis Komisyon seçimleri yapılacak. AK Parti, yerel seçimleri kazandıktan sonra verdiği ilk sınavında ciddi anlamda başarısız oldu. Çünkü, sözünü ettiğimiz tüm seçimlerde, bırakın demokratik davranmayı adeta bir dayatma yaşandı ve bütün seçimler bu dayatma sonucu yapıldı.
Şimdi ikinci kez seçim yapılıyor. Bu nedenle son günlerde AK Parti İstanbul İl Merkezi çok hareketli. Her gün bir ilçe konuk ediliyor, Büyükşehir Belediye Meclis üyelerine İl Merkezi'nin hazırladığı bir form veriliyor. Formda, "kimi belediye başkanı vekili, kimi grup başkanı, kimi meclis komisyonlarında görmek istiyorsunuz?" deniliyor. Ayrıca formu dolduran üye de ihmal edilmiyor, "Siz kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?" diye soruluyor.
İlk bakışta demokratik gibi görünen bu teşkilat içi yoklama, geçmişte uygulanmadığı için bir çok partili tarafından tepkiyle karşılanıyor. İlk seçimde adeta bir dayatma yaşayan üyeler, şimdi seslerini yükseltiyor.
Özellikle AK Parti Grup Başkanvekili Hüseyin Evliyaoğlu'na yönelik ciddi bir tepki var. Gerçi Evliyaoğlu, Tayyip Erdoğan döneminden bu yana Büyükşehir'in en etkili ismi ama AK Parti'nin yeni kadroları bu etkili ismin 'tarzı'ndan, 'uygulamaları'ndan rahatsız. Bir meclis üyesi Evliyaoğlu için şunları söylüyor: "Bizi adam yerine koymuyor. İnsanların ilişkilerinden, Meclis'te ne yapacaklarına, hatta bürokratlarla görüşüp görüşemeyeceklerine bile karışıyor. Bu eski siyaset yöntemi bir çok partiliyi yaralıyor ve ciddi probleme yol açıyor."
İstanbul İl Yönetimi bu tür eleştiriler geldiğini dikkate alarak işi sıkı tutuyor. İl Merkezi'nde bir yandan teşkilat yoklaması yapılırken, öte yandan yeni moda 'siyasi ikna odaları' kurularak meclis üyelerine yönelik yoğun bir çalışma yürütülüyor.
Bir meclis üyesi bu süreci 'tabldot' yemeğe benzetiyor ve şunları söylüyor: "Şimdi İl Merkezi'nde demokratik bir hava verilerek, bize; 'Kimi nerede görmek istiyorsunuz?' diye soruyorlar. Oysa amaç belli istediklerini hissettirmek. Böyle demokrasi olur mu? Seçim günü önümüze bilinen tabldot konacak ve biz de el kaldırıp oylayacağız. Bu değişmediği sürece yerel demokrasi gelişir mi?"
