Bundan bir kaç yıl önce, İstanbul'un dört bir yanına, içinde jeneratör, matkap, çadır, balyoz, sedye, kazmakürek ve ilk yardım malzemeleri olduğu söylenen deprem konteynerleri konulmuştu. Turuncu renkli bu konteynerlerin, anahtarının kimde olacağından, kimlerin nasıl yararlanacağına kadar herşeyin planlandığı da söylenmişti.
Planlanan bir şey daha vardı; bu konteynerlerin yanı başına koca reklam panoları konulması... Çünkü, konteynerler İstanbul'un reklam açısından önemli ve iyi para eden yerlerine konulmuştu. Yanlış hatırlamıyorsam, 250 tane olacağı da söylenmişti. Hemen yanı başında da reklam panoları. Çünkü İstanbul'un açık hava reklam piyasasının 25 milyon dolarlık bir pazar olduğu belirtiliyordu. Hatta bu açıdan bölgeler arasındaki uygulama farklılığı dikkat çekmişti. Çünkü, Avcılar gibi deprem bölgesine 3, Zeytinburnu'na 8 tane uygun görülürken, Kadıköy'e 28, Beşiktaş'a 23, Şişli'ye ise 18 tane konulmuştu...
Bu çalışmayı İstanbul Valiliği yürüttü.
Büyükşehir Belediyesi de reklam panolarına izin verme açısından destek olmuştu. Özel bir şirket tarafından İstanbul Valiliği'ne kabul ettirilen bu projede milyon dolarların döndüğü söylendi, hatta işlevselliği tartışma konusu oldu. Ama buna rağmen, bu konteynerler İstanbul'un önemli merkezlerine, daha çok da reklam açısından dikkat çeken yerlerine konuldu. Şu aralar bir şey dikkatimi çekiyor... Bu deprem konteynerleri ortalıkta yok? Acaba sessizce başka bir biçime mi dönüştürüldü? Ya da İstanbul'da deprem tehlikesi kalmadı da o nedenle kaldırıldı mı? Doğrusu ben bir anlam veremedim? Peki ya siz... Çevrenizde hiç deprem konteyneri görüyor musunuz? Ve son soru: İstanbul Valilliği, İl Afet Yönetim Merkezi bünyesinde 'Her Mahalleye Bir Afet İstasyonu' projesi rafa mı kalktı? Konteynirler, sadece reklam panoları için bir araç mıydı? Bu projeye ne kadar para harcandı ve harcanan paralar kimin cebinden çıktı? Reklam gelirlerini şimdi kim alıyor ve ne kadar gelir elde ediliyor?