"Bakın! Gördünüz mü? Sabah'ın ombudsmanı da kendi gazetesinin terör haberlerini eleştiriyor" diyebilecek fırsatçılar için şu notları düşmekte yarar görüyorum: Sabah diğer bazı gazetelerin aksine terörizmi terörizm olarak tanımlıyor. Terör haberlerini gizlemiyor ya da küçümsemiyor. Terör örgütlerinin isimlerini saklamıyor; olayları önemsizleştirmeye ya da normalleştirmeye çalışmıyor. Terör örgütlerinin PR ajansı, posta memuru ya da avukatı gibi davranmıyor. Arada böyle bir farklılık var.
Hürriyet ve Posta gazetelerinin çıkışlarını; Zaman, Bugün, Sözcü, Taraf, Cumhuriyet, Özgür Gündem gibi gazetelerin haberlerini bu çerçevede değerlendiriyorum. Medya terörü gibi kavramların arkasına sığınıp hem terörü hafifsemek hem de etik tartışmalardan kaçmak yanlış.
Artık herkesin Cohen-Almagor'un belirttiği şu temel ilkenin farkına varması gerekiyor: "Terör insanlık dışıdır, ilkesizdir, zalimdir ve keyfidir.
Terörizmle toplum karşı karşıya geldiğinde tarafsızlık iddiasında bulunmak etik ilkelere ve ahlaka ihanettir." Terörizm karşısında korkup kenara çekilmek ya da başka bazı siyasi hesaplarla terörizme söylem ya da haber desteği vermek de aynı şeydir.
Henry Jackson'ın da belirttiği gibi demiryolunda çalışan işçileri, evinde uyuyan polisleri öldüren, işadamlarını ve okul çağındaki çocukları kaçıran, sivilleri hedef alan bombalı eylemler düzenleyen teröristlere özgürlük savaşçısı muamelesi yapmak ancak utanç vericidir.
Sözü edilen gazeteleri, Sabah'ı suçlayan uzun ve sentimental 'editorial'lar yazmak için harcadıkları enerjiyi, 'medya ve terör' etiğine uymak için harcamaya davet ediyorum.
Ayinesi iştir kişinin.