Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ İBRAHİM ALTAY

Cenaze törenleri ve medya

26 Temmuz 2015 tarihli Pazar ekini ellerine alanlar Prof. Dr. Kemal Sayar'la yapılmış bir söyleşinin manşet olduğunu gördüler. İmza: Olkan Özyurt. Başlık: Şiddetin Panzehiri Her Zaman Merhamettir. Terörün psikolojisini anlatan söyleşinin iç sayfadaki başlığı: Merhamet Yorgunluğu Yaşıyoruz.
Kemal Sayar, kitapları kitlelerin ilgisine mazhar olmuş saygın bir isim. Bu söyleşisi de çok sayıda okurumuzun takdir ve beğenisini kazandı. Ancak az sayıda okurumuz haberin içeriğini beğenmekle birlikte sunumunu beğenmediklerini belirttiler.
"Suruç katliamını ve polislerin öldürülmesini öven o 'tweet'leri birinci sayfadan, kocaman vermek zorunda mıydınız" dediler; "Şehit cenazelerindeki acılı yüzlere 'zoom'lamaktan ne zaman vaz geçeceksiniz" dediler.
Olkan Özyurt Türkiye'nin önde gelen sinema yazarlarından. Aynı zamanda hafta sonu eklerinin deneyimli editörlerinden biri. Okurların eleştirilerini kendisine aktardım. Şöyle yanıtladı:
"Malum terör eylemleri sonrasında sosyal medyada nefret söylemi sınırlarını zorlayan yorumlar yapıldı. Genel tepki bu değildi ama alışık olmadığımız ve şaşırtıcı bulduğumuz bir şekilde ölümlere sevinenler dahi vardı. Söyleşiyi yapma nedenlerimizden biri olan bu konuyu Sayar'a da sorduk ve ne tür bir nefret söyleminden söz ettiğimiz anlaşılsın diye kişilerin adını gizleyerek o iletilere de yer verdik. Örnekleri göstermeseydik tam olarak neden söz ettiğimiz anlaşılmayabilirdi."
Özyurt 'yayımlamak suretiyle bu mesajların geniş kitlelere ulaşmasına neden oldukları' eleştirisine de katılmıyor. 'Olumsuzlayarak teşhir etmeyi' ve 'okurda farkındalık yaratmayı' amaçladıklarını söylüyor.
Klasik gazetecilik zaviyesinden baktığımızda Özyurt haklı. Nefret söylemi ile mücadele bağlamında yapılmış bir haber bu. Yine de terör haberleri mevzubahis olduğunda bu teşhir etme metodunun pek işe yaramadığını üzülerek belirtmek zorundayım. 40 yıllık tecrübemiz bunun örnekleriyle dolu. Mesajları hem ilk hem de iç sayfaya olduğu gibi taşımak yerine, anlatımla yetinilebilirdi.
Bu konuda bir uzlaşma olmamakla birlikte ben 'topluma kin ve nefret aşılayan, ayrımcılık ve ırkçılık yapan görüşlere, nefret söylemine, kesinlikle yer verilmemesi gerektiği' görüşünü benimsiyorum. Bu tür söylemler, biz altını çizsek ve karalasak bile, yıkıcı bir propaganda niteliği kazanabilir.
Kemal Sayar'ın da belirttiği gibi 'terör eylemi geleneksel ya da sosyal medyada terörü tarif ederken kullanılan dille tamamlanır.' Ve yine Sayar'ın belirttiği ve Özyurt'un başlığa taşıdığı gibi 'kötü sözler insanda travma yaratır.'
Ayrıca Sabah gibi ciddi bir gazetenin sosyal medyadaki ırkçı, sahte, avatar ya da 'trol' hesaplara hak ettiklerinden fazla değer yüklemesini doğru bulmadığımı belirteyim.

Mahremiyete saygı

Peki, ilk sayfada ve iç sayfada yer alan, tabutlara sarılıp ya da mezarların üzerine kapanıp ağlayan insan fotoğraflarına ne diyor Özyurt? Dinleyelim:
"Cenaze törenleri, acının en yoğun yaşandığı ve dışa vurulduğu yerlerdir. Söyleşide terör eylemlerinde kaybettiğimiz canların o içimizi işleyen acısını anlatmak için bu tür fotoğraflar kullanıldı. Özellikle de terör eyleminin fiziki şiddetini gösteren 'olay yeri fotoğraflarından' uzak durduk."
"Genel olarak bu tür haberlerde kullanılan fotoğrafların nasıl okunması gerektiğini belirleyenin haberde kullanılan dil ve başlıklar olduğunu düşünüyoruz. Başlıklar oldukça net. Ayrıca itidalli başlıklar. Ajite etme ya da terörün amacına hizmet etme gibi bir durum söz konusu değil."
Metin konusunda haklı ama maalesef fotoğraflar konusunda kendisine katılmam mümkün değil. Fotoğraf haberin sadece bir unsuru değil, aynı zamanda kendisidir. Alt ya da üst metnin ne olduğu bu gerçeği değiştirmez. Bu tür fotoğraflar terörün toplumda uyandırmak istediği acı, korku, nefret ve dehşet duygularını besleyebilir.
Daha da önemlisi, cenaze törenleri acılı insanların mahremidir. Gazeteci terör kurbanlarının acılarına saygı göstermeli, kendilerinden izin almadan ağlayan, yas tutan fotoğraflarını yayımlamamalıdır. Akla değil duygulara seslenmek, cenaze törenlerini büyütmek ve dramatikleştirmek doğru bir yaklaşım değildir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA