Sabah'ın 21 Ekim 2014 tarihli haberinin başlığı: Gecelerin Kralı İsim Hakkını Geri Aldı.
Spotu okuyalım: "Günay Tuncel, adını dört yıl izinsiz kullanan işletmeciye açtığı davayı kazandı.
Mahkeme, eğlence hayatının en itibarlı markasını gerçek sahibine geri verdi."
Başlık ve spotta yapılmış editör hatalarının altını çizelim:
Öncelikle bu bir geri alma ya da verme davası değil; tescile ve terkine ilişkin bir dava. İkinci olarak, bir markanın 'en itibarlı' olup olmadığına karar verecek kişi editör değildir. En, tek, ilk gibi sıfatları kullanırken dikkatli olmak gerekir.
Haberin özeti
Muhabirimiz Fatih Ulaş tarafından yapılan haberi, kendi cümleleriyle ve kısaca özetleyelim:
"İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava dosyasına göre ünlü işletmeci Günay Tuncel, adını taşıyan gece kulübü ve restoranı 1981'de kurdu, 2008'de mekanın işletmesini Bayram Yıldız'a devretti. 'Günay' markasını ise 2 yıllığına kiraya verdi. Aralarındaki sözleşmeye göre Yıldız'ın, markayı kullanması 31 Aralık 2010'da sona erdi. Ancak Yıldız, bu tarihten sonra 'Günay' markasını ve kadeh şeklindeki logosunu Tuncel'in izni olmadan kullanmaya devam etti."
"Bu arada maddi olarak zor günler geçiren Günay Tuncel'in 2006'da marka tescilini yenilemediği, Bursa'da yaşayan bir kişinin bunu fırsat bilerek 'Günay' markasını üzerine tescil ettirdiği ortaya çıktı.
Bayram Yıldız da bu kişiden marka patentini satın aldı."
"Mahkeme, 'Günay' markasının gerçek hak sahipliğinin tartışmasız Günay Tuncel' e ait olduğuna karar verdi. Türk Patent Enstitüsü'nde markayı üzerine tescil ettiren ve yıllardır kullanan Bayram Yıldız'ın ise kötü niyetli olduğu belirtilerek bu sicilin Enstitü'den silinmesine karar verildi."
"Günay Tuncel'in avukatları Yıldız'a milyonlarca lira tazminat davaları açmaya hazırlanıyor."
"Bir dönem İstanbul eğlence hayatının kralı olarak nitelendirilen 65 yaşındaki Günay Tuncel, son günlerde, maddi sıkıntılar nedeniyle huzurevine düştüğü, bir otel odasında tek başına yaşadığı haberleriyle gündeme gelmişti."
Maddi hatalar
Bazı maddi hataları düzeltelim: Tuncel 65 değil 75 yaşında. Tuncel'in maddi sıkıntılar yaşadığı doğru olsa da 'bir huzurevine düştüğü' iddiası doğru değil.
Hattızatında genelde huzurevi ile birlikte kullanılan 'düşmek' kalıbı çok yakışıksız.
Konuyla alakalı haberler de son günlerde değil Savaş Ay hayattayken yayımlanmış.
Bir başka editoryal hata da ara başlıkta yapılmış. 'Haksız Kazanç Sağladı' şeklindeki başlık davacının davalıya yönelik 'Tuncel'in markaya kazandırdığı şöhretten haksız şekilde yararlandılar' ithamından alınmış. Ama sanki mahkemenin kararıymış gibi sunulmuş.
Haliyle Bayram Yıldız ve BVS Group habere itiraz etmiş. Bu yüzden ertesi gün Sabah'ta Günay Markasını Biz Yaşatıyoruz başlıklı 'sözde' bir düzeltme haberi yer almış. Metinde şöyle bir cümle var: "SABAH'a konuşan Yıldız, "Günay markasının tartışmasız kurucusu Günay Tuncel'e ait olduğuna yönelik kararın Yargıtay'ca onanmadığı sürece üzerine tescilli olan 'Günay' restoranın işletmesinin kendisinde olduğunu" söyledi."
Oysa Yıldız'ın yaptığı açıklamada içinde 'tartışmasız kurucusu' gibi ifadeler geçen böyle bir cümle yok. Tırnak yanlış kullanılmış, hata yapılmış.
Yıldız'ın savunması
İkinci haber üzerine Bayram Yıldız daha ayrıntılı bir açıklama gönderdi. Özetle şöyle diyor:
"İlgili haberde; Bayram Yıldız adına kayıtlı Günay markasının iptal edildiği yazılmıştır. Ancak davalar halihazırda devam etmektedir ve söz konusu marka Bayram Yıldız adına tescillidir."
"Haberde bahsedildiğinin aksine, davalar sadece söz konusu markanın tesciline ilişkin olup; işletmeyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Günay işletmesi ve diğer mekanlar BVS Group'a ait olup, bu işletmeler üzerinde BVS Group'un hak sahipliği tartışmasızdır."
"2006 yılında Bursa'da yaşayan bir kişi tarafından tescil edilen markanın bilahare Bayram Yıldız tarafından satın alındığı iddiası gerçek dışıdır. Buna dair herhangi bir işlem kaydı bulunmamaktadır."
"Gerekçeli kararda davacıların marka hakkına tecavüze ilişkin taleplerinin reddedildiği açıkça görülmektedir.
Bu halde davacıların herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacakları da aşikârdır."
"Günay Tuncel; markasını devretmeden çok önce iflas etmiştir. Yaşadığı maddi sıkıntıların, BVS Group'a ya da Bayram Yıldız'a yüklenmesi haksız bir beyandır. Günay Tuncel'e hem nakden ödemeler yapılmak hem de kendisine ait borçlar kapatılmak suretiyle oldukça yüklü bedeller ödenmiştir."
"Günay Tuncel tarafından marka iflas ettikten sonra; BVS Group'a ait Yıldız Turizm tarafından Günay markasının yeniden yaratıldığı, tanınmış ve güvenilir bir marka haline getirildiği ve tüketici nezdinde markanın BVS Group'a ait olduğu bugün herkes tarafından bilinmektedir. Bu yüzden markadan doğan 'haksız kazanç' iddiaları da oldukça çirkin ve yersizdir. Önemli açıklamalardan biri de şu:
"Haberde sadece davacıların iddialarına yer verilmiş; ancak kesinleşmeyen mahkeme kararında yer alan davalı Bayram Yıldız'ın beyanlarına hiçbir şekilde yer verilmemiştir.
Cevap hakkına saygı
Bayram Yıldız'dan gelen açıklamada, BVS Group'un Günay markasına yaptığı yatırımlardan da söz edilmiş.
Bunlar ilgi alanımızın dışında. Teknik olarak kimin haklı ya da haksız olduğu hususu da.
Bunlara kamuoyu ve yargı karar verecek.
Fakat temel gazetecilik ilkeleri bakımından Bayram Yıldız'ın haklı olduğu hususların altını çizmemiz gerek:
- Sözünü ettiğimiz dava şu an Yargıtay aşamasında ve karar henüz kesinleşmiş değil. İlk haberde buna değinilmemiş; eksik bilgi verilmiş.
- Haberde davacının iddialarına yer verilmiş ama davalının yani Yıldız'ın savunmasına yer verilmemiş. Oysa bu aşamada mahkemenin görüşü de dahil bütün tarafların görüşleri sadece birer görüştür ve birbirlerine üstünlükleri yoktur.
- Hem ilk haberde hem de ikinci gün yapılan devam haberinde Yıldız'ın 'cevap hakkı'na gereken saygı gösterilmemiş.
Haber dosyadan büyüktür
Adliye haberleri ile alakalı olarak benzer sorunları yaşıyoruz.
Unutmayalım: Gazetecilik ve zabıt katipliği farklı mesleklerdir.
Gazeteci 'zabıt katibi' olmadığı gibi avukat, savcı ya da yargıç da değildir. Taraflar arasında tarafsız kalmalıdır.
Haberin gözlemcisi ve araştırmacısı olmalı, araştırma ve gözlemlerini 'efradını cami, ağyarını mani' bir üslupla sunmalıdır.
Sonucu kesinleşmemiş davalar hakkında haber yaparken sürecin hangi aşamada olduğu hakkında bilgi vermeli ve dikkatli bir dil kullanmalıdır.
En önemlisi 'cevap hakkı'nı kullandırırken sadece aktarıcı olmalı, muhabirlik gururunu, kendi duygu ve düşüncelerini işe karıştırmamalıdır.
Hep söylüyoruz:
Haber, mahkeme dosyasından büyüktür.
Dosya üzerinden haber yapma alışkanlığı, gazetecileri ve gazeteleri hata yapmaya zorluyor. Haberi bir an önce verme telaşı, haberin etraflı bir şekilde araştırılıp ortaya çıkarılmasına engel oluyor. Haberi ilgi çekici başlık ve spotlarla sunma merakı ise olayları bağlamından koparıyor.
Hukuk incelik gerektiren bir alan; kavram ve kelimelerin yanlış kullanılması mağduriyetlere yol açabilir. Dikkatli olalım.