Temmuzda işsizlik yüzde 8.4 geldi. Eğer tarım olmasaydı işsizlik yüzde 10.7 olacaktı. Tarım, işsizliği yüzde 2.3 düşürdü. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, "Tarım temmuzda 6 milyon 638 bin kişiye istihdam sağladı. Bu, sanayi ve inşaat sektörünün toplamına yakın. Sanayi ve inşaatta toplam 6 milyon 659 bin kişi istihdam ediliyor. 21 bin kişi eksik o kadar..." diyor.
İşin ilginç yanı istihdamın en düşük olduğu ocak ayında bile, 732 bin çalışanla tarım sanayiden fazla istihdam sağladı. Toplam istihdamın yüzde 26'sı hâlâ tarımda çalışıyor.
Bu iyi mi, kötü mü?
Şapkayı önümüze koyup düşünelim. Türk medyası tarımı unuttu. Türk siyasetçisi de, "Büyükşehir Belediye Yasa Tasarısı'yla köylere veda edecek. Tasarıyla birlikte çoğu köy muhtarlığı lağvedilecek. Bazı köyler büyükşehir belediye sınırları kapsamına girecek.
Köylüler suya, elektriğe şehir tarifesi ödeyecek. Topraklar imara açılacak. Köylü binlerce yıldır üzerinde oturduğu toprağı satın almaya gücü yetmeyeceği için TOKİ 2B sayesinde birçok köyün patronu olacak!

***
Yeni yüzyılın itici gücü dünyadaki kaynakların doğru yönetiminden geçiyor. Ne yazık ki Türkiye'nin siyasetçisi de burjuvası da bir türlü bunu kavramak istemiyor. En değerli kaynağımız toprak.
Biz, film izler gibi erozyonla akıp giden toprağımızı seyrediyoruz. Ya da kentsel dönüşüm adı altında en verimli toprakları inşaat sektörünün hizmetine sunuyoruz.
Henüz Meclis Genel Kurulu'na gelmedi ama Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı bir taslak var. Adı, "Tabiatı Koruma Kanunu Tasarısı."
İlk çalışması 2010'da yapıldı tasarının. 2011'deki seçimler yüzünden ertelendi.
İşte bu tasarı yeniden gündemimize yerleşecek.
***
Bizim bir çevre kanunumuz var. Yönetmeliklerle, koruma kurullarıyla özel alanları bugüne kadar koruduk. Şimdi "Bu alanlara yatırım yapılamıyor" diye tasarı hazırlıyoruz.
En önemlisi tasarıyla birlikte tüm koruma statüsü kaldırılıyor. Her şey bir pakete konuyor. Böylece Milli Parklar, Özel Koruma Alanları, Yaban Hayatı Koruma Sahaları madencilerin, altın arayıcılarının, enerji yatırımı yapmak isteyenlerin emrine sunuluyor.
Türkiye konuya yine ilgisiz.
Buna rağmen 75 sivil toplum örgütü boş durmadı. Bir araya geldiler. Doğa Derneği ile beraber bir izleme komitesi kurdular. Bir mektup hazırlayıp, milletvekillerine gönderdiler. "Bu tasarı yasalaşırsa Türkiye, doğal zenginlik açısından en kıymetli alanlarını kaybedecek" dediler.
İktidar ya da muhalefet fark etmiyor, çoğu milletvekili işin farkında değil ki! Peki, vekiller farkında değil ama aydınlar, entelektüeller, sanatçılar, medya nerede? Sokak hayvanları için meydanları dolduranlar tüm canlıların yok oluşunu seyredecek mi?..