Enerjide senaryo en zor öngörüdür!
Bugünün koşulları ile yarının ihtiyaçlarını görerek politikada, hukukta güvenlik ve teknikte yeni yok haritasını çizmektir. Ülkeler bir değil birkaç senaryo ile çalışır. İngiltere'deki Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Chatham House, Ortadoğu ile ilgili bir senaryo hazırlamış.
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer'in de mütevelli heyetinde yer aldığı Chatham House, "2030'dan sonra Suudi Arabistan petrol ihraç eden değil, ithal eden bir ülke olacak" tezini işliyor.
Sıkı durun!
Bahse konu olan ülke, günde 90 milyon varil olan petrol üretiminin 10 milyon varilini tek başına sağlıyor.
***
Global Enerji Derneği'nin bu yıl beşincisini düzenlediği ve iki gün süren Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı'nda, hem S. Arabistan Petrol Bakanı
Ali El Naimi'yi, hem de
Kral Abdullah Şehri Nükleer ve Yenilenebilir Enerji Başkanı
Haşim Yamani'yi dinledim.
Yamani, "Rüzgârımızın potansiyeli
İspanya ile eşdeğer. Kuzeybatımız dünyanın en verimli güneş kaynağına sahip. Jeotermalde denizden yararlanacağız.
2032'ye kadar toplam elektrik üretimimizin
yüzde 50'sini
nükleer ve
yenilenebilir enerjiden sağlayacağız" dedi. Şaşırdım. Dünyanın en zengin petrol ülkesi neden
güneşe ve nükleer enerjiye yönelir ki?
***
Meclis'te Suriye tezkeresinin geçtiği gün yapılan bu açıklama Türk medyasının ilgisini çekmedi bile! Halbuki S. Arabistan ortaya bir paket koydu. Mesajı net. "
Eğer İran durmayacaksa ben de nükleer güce sahip olurum" diyor. Bir de hidrokarbonu gelişigüzel kullanmayacağına vurgu yapıyor.
Petrolü ihraç edip, daha çok para kazanmak, güneşten, sudan daha ucuza elektrik üretip, Kyoto Protokolü'ne göre gelir kaybına uğramayacak.
Yeni
hidrokarbon oyunu bu.
2007'de start verilen oyunun en önemli aktörü ön planda olduğu için bugüne kadar hep Rusya'ydı.
Şimdi devreye nüfusu çok genç, elektrik tüketimi çok yüksek olan S. Arabistan giriyor.
Enerji stratejistleri petrol devinin "Daha kârlı üretim varken niye bu yoldan gideyim.
Sürdürülebilir bir yol çizeyim" diye oyun kurduğunu söylüyor.
***
Her fırsatta, "
Arz sorunumuz yok" diyen S. Arabistan nereye koşuyor? Çünkü izlediği yol bir
tasarruf politikası değil,
jeo-politik oyunu. Son yıllarda
petrokimya sektörüne yatırım yapan, doğalgazı efektif kullanmaya karar veren, petrolünü de geleceğin ihraç ürünü yapmak isteyen ülkede değişim için çoktan düğmeye basmış.
Yapılan açıklamalar "
Yeni Arap aklını" ortaya koyuyor.
Arap coğrafyasının en kuzey ucunda yer alan
Suriye meselesini yeni Arap aklından bağımsız düşünmek mümkün mü?
Bu yüzyıla petrol değil,
doğalgaz damga vuracak!
Rusya ise bir yandan gaz avantajını kullanırken diğer yandan da küresel siyasetin hedefi olacak. Tabir yerindeyse Rusya hem bir altın madeninin hem de bir bombanın üstünde oturuyor.