Lee Kuan Yew... Singapur'un "Üçüncü dünyadan birinci dünyaya" yaptığı seyahatin kaptanı. Singapur mucizesini yaratan kişi. 1959 ile 1990 arasında başbakanlık yaptı. 31 yıllık iktidarında Singapur'da kişi başına gelir seviyesi çoğu Batı ülkesinin önüne geçti. Asya'nın ve dünyanın en büyük finans ve iş merkezlerinden biri haline geldi.
Bugün rafinerileriyle, limanlarıyla dünyanın en büyükleri arasında. Asya'nın en gelişmiş bilim ve teknoloji parklarından birine sahip. Dünya rekabet gücü sıralamasında hep en üst sıralarda yer alıyor. Dört milyon nüfusuyla, Türkiye'nin üç katı mal ve hizmet ihracatı gerçekleştiriyor.
Doğru dürüst yeraltı kaynağı olmayan, içme suyunda bile dışa bağımlı bir ada ülkesi, nasıl oluyor da böyle hızlı bir ekonomik kalkınmaya imza atıyor? İşin sırrı ne?

***
Lee Kuan Yew, İngilizlerin "efendi" ve "üstün" olarak empoze edildiği bir kuşağa mensup.
Dolayısıyla Singapur mucizesini gerçekleşirken halkını sömürge psikolojisinden kurtarıp, eğitimli, çalışkan ve kendine güvenen bir topluma dönüştürmek için çok çaba harcadı. 1923'te doğan Yew, Çin'den göç eden yoksul bir çiftçi ailesinin çocuğu. Dedesi, 1819'da, Sir Raffles'ın "İngiltere ile doğu sömürgeleri" arasındaki ticaret yolları üzerindeki küçük adada bir antrepo limanı olarak kurduğu Singapur'da orta derecede zengin olan bir işadamı. Lee Kuan Yew, eğitimini İngilizce aldı. Başarılı bir öğrencilik geçirdi. Hatta Malaya ve Singapurlu öğrencilerin katıldığı İngiliz A seviyesi sınavlarının birçoğunu birincilikle, bir kısmını da ikincilikle geçince, sınavların birincisi olan Kwa Geok Choo ile hayatını birleştirdi. Karı koca Cambridge'de hukuk okudu. Öğrencilik tecrübesinden olsa gerek, başbakanlığı döneminde yönetim kademelerinde ve ülke genelinde insan kalitesine çok önem verdi.
***
Yirmili yaşlarda "antikomünist bir sosyalist" avukat olarak ülkesine döndü Yew.
Siyasi ve sendikal davaları alarak ününe ün kattı.
Halk Hareket Partisi'ni kurarken karşı olduğu komünist gruplarla işbirliği yaptı, güçlendikten sonra da yollarını ayırdı. Hiçbir Çin dilini konuşma seviyesinde bilmeyen Yew, siyasi şartların dayatmasıyla iki Çin dilini birden öğrendi.
Hem kendi etnik kökeni, hem de Singapur halkının çoğunluğunu Çinlilerin oluşturması sebebiyle, Çin'le ilişkilerini ustaca yürüttü. Bir yandan da Singapur'da halk arasında destek bulan Mao'cu akımlarla sürtüşme yaşadı.
Maoculuğun yükselmesini engelleyebilmek için insanların "meşgul" olması gerektiğine karar verdi.
İş yarattı insanına. Singapur'da sermaye birikimi yoktu! Yabancı sermayeye ihtiyaç çoktu! Bu yüzden Yew "tam istihdama" ulaşana kadar tabiri caizse elinde çanta batı ülkelerinde yatırımcı avına çıktı.
Bu kalkınma hikâyesi ilginizi çekti mi? THK Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Yülek'in "Asya Kaplanları: Sanayi Politikaları ve Kalkınma" kitabını okumanızı tavsiye ederiz.