Altta alüminyum folyo, üstte naylon branda!.. Tam da mikro dalga fırında tavuk pişirir misali! 11 can işte böyle yandı, gitti. Artık kabul ediyorum. Biz adam olmayız.
Hep "mış" gibi yapıyoruz. Bir türlü tedbir almıyoruz. Yaptığımız işin içini sonradan dolduruyoruz. Asıl sorun bu değil mi?
Sezen Aksu, "Masum değiliz hiçbirimiz..." diyor şarkısında. Son yangın öyle.
11 işçiye o çadırı veren taşeron da, o taşeronu denetlemeyen işveren de, haklarının farkında olmayan işçi de! Hiçbiri masum değil ki! 11 canın yok olup gitmesinde zincirleme hatalar var. Ders çıkarmalıyız.
***
Nedir bu ders? Bir kere yaptığımız işin farkında olmalıyız. Eskiden okulda öğrendiklerimizle emekli oluyorduk. Hobi odaklı faaliyetlerle yaşam kalitemizi artırıyorduk.
Şimdi öyle mi?
Teknoloji hızla gelişiyor. Yenilikler karşısında yenilgiye uğruyoruz. Eğer kendimizi yenilemezsek hayatın dışında kalacağız. Türkiye'de çalışanların işyerini değiştirme sıklığı arttı, bir çalışan ortalama beş işyeri değiştiriyor. Bir ay önce inşaat sektöründe çalışanlara, "
İş Sağlığı ve Güvenliği Belgesi" alma zorunluluğu geldi.
Çadırda işçi yatıran müteahhidin bundan haberi var mı?
***
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Doç. Dr. Kemal Biçerli, "Belgeyi, 40 saatlik eğitim sonunda mesleki eğitim merkezlerimiz veriyor" dedi. Usta, çırak, kalfa yetiştirmek, vasıfsız işçiye vasıf kazandırmak kolay mı?
Biçerli,
İŞKUR Genel Müdürü'ydü. Uzmanlık alanı çalışma ekonomisi. Ama şimdi sayısı
969'a ulaşan
Halk Eğitim Merkezi,
15 Olgunlaşma Enstitüsü, meslek ve çıraklık eğitim merkezleri, açık lise ve açık ilköğretim merkezlerinde verilen eğitim programlarını takip ediyor. "Hayat boyu eğitim" projelerine imza atıyor. Bilgi, belge yaşam sunuyor insana.
***
Gelin görün ki, yanan 11 işçinin çalıştığı inşaat sektöründe ne sendika var, ne de işçi niteliği!
İş güvenliği müfettişleri yok, kaos çok.
Kimse belge aramıyor. Oysa AB standartlarında bakkal açmak için bile belge gerekiyor. Uluslararası Kimya, Maden, Enerji İşçileri Federasyonu
(ICME) ve Uluslararası Çalışma Örgütü
(ILO) hesaplamış. Kömürde ölümlü kazada dünya birincisiyiz. Çin ve Kuzey Kore'nin önündeyiz.
ILO, "Dünyada en fazla işgünü kaybı grevlerden değil, iş kazalarından geliyor" diyor. Bizde, kazalardan dolayı kaybolan işgücü 2 kat daha fazla.
***
"Türkiye'de sendikalaşma oranı
yüzde 4.5 ve çok düşük" diyen
Türkiye Maden-İş Sendikası Eğitim Müdürü
Dr. Fikret Sazak uyarıyor: "Sendikalardan korkmaya gerek yok. Sendika, işvereni uyarır, daha az zarara uğramasını sağlar, kârsız çalışmasını, ülke ekonomisinin kaybetmesini önler. İşyerinde düzen, denetim, işverenin oto kontrolünü sağlar. Bazen
'Ah bir geriye dönsek. neler yaparız, neler' deriz. İşverenler için de kazalar öyle. Eğer sendika olsaydı, işçiler öyle yanmazdı..."
Demek ki, parası olan, yüzde 70'i kayıtdışı çalışan inşaat sektörüne koşmamalı. Müteahhitlere yerinde ve sürekli denetim şart!