Önce, "9 kalemde korumacılık niye?" diye sorduk. Arkasından, "Zürafanın Düşkünü, Beyaz Giyer Kış Günü" dedik. Zaman yitirmeden korumacılık zırhına sığınan Türkiye'nin yolculuğunu sorgulamayı görev bildik. Çünkü konu çoook hassas...
Bu titizliğimiz Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın dikkatinden kaçmamış(!) olacak ki, detaylı açıklama göndermiş. Amma velakin ülkenin yüksek menfaati buna engel. 9 kalem ürünün yolculuğunu bir çırpıda gözler önüne seremeyeceğiz. Dış Ticaret'ten Sorumlu Eski Bakan Kürşad Tüzmen, "Bu konuları konuşmadan yapmak lazım" diye ikaz ediyor.
***
Doğru söylüyor.
Davul zurnayla koruma yapılır mı? Açık söyleyelim. Kriz, korumacılığı güçlendiriyor. Her ülke kendini kurtarma derdine düşmüş.
2008'de yapılan
G-20 zirvesinde ortaya konulan,
"1929 ekonomik bunalımında olduğu gibi korumaya tevessül etmeyeceğiz" taahhüdü havada kalmış bulunuyor. Kesinlikle
"Kur üzerinden rekabetçi olmayacağız" diye görüş beyan eden ülkeler, krizin yarattığı tahribat karşısında attıkları imzanın arkasında duramıyor. Peki, biz bunları niye yazıyoruz?
Dünya Bankası Başkanı
Robert Zollieck ile
Dünya Ticaret Örgütü Başkanı (DTÖ)
Pascal Lamy sürekli uyarıyor.
Hatta DTÖ, kısa süre önce
24 ülkeyi
83 kalemde korumaya karşı dikkatli olmaya davet etti.
Oysa dünyanın gelişmiş ekonomileri çok
sofistike yöntemlerle sonuna kadar
korumacılık yapıyor. DTÖ'den en çok ikazı ise
gelişmekte olan ekonomiler alıyor. Konuyu daha iyi kavramak için ABD'ye odaklanmak yetiyor.
***
ABD, DTÖ nezdinde
"çoklu ticaret anlaşmaları" yapmak yerine
"ikili platformları" tercih ediyor. İkili anlaşmalar yoluyla gelişmekte olan ülkelerin nefes almasına izin verirken, kendisi de bu tip ülke pazarlarına istediği kadar ithalat ve ihracat yapmak hakkına sahip oluyor. Böylece kendi üreticisini kolluyor.
Krizde ülkeler ithalatlarını azalttı. Döviz çıkışını engellemeye çalıştı. Tüketimi canlandırırken de kendi sanayicisine destek oldu. Küresel tufan ilk olarak geçen yıl ABD'de başlamıştı. Ama ilk sağlıklı
büyümeye ilişkin veri yine ABD'den geldi. ABD,
yüzde 1.5 büyüyor. Türkiye gibi krizin teğet geçtiği ülkelerde ise küçülme yüzde 13'ü geçiyor. Bu tablo gösteriyor ki, ABD aldığı önlemlerle krizi
ihraç etmiş. Asıl sıkıntıyı
AB ve
gelişmekte olan ülkeler yaşıyor.
O yüzden koruma tartışması zirve yapıyor!..