Üretimi arttırmak ve büyüme hızını yeniden yüksek düzeye ulaştırmak için, teşviklerin de niteliği değişiyor. Herkese teşvik gibi vahşi sulama türünden anlayışın işe yaramadığını kayıp yıllar dediğim 1990'larda terk ettik. Yerine, yağmur sulama benzeri sektör, yöre teşvikleri aldı.
Ancak eldeki değerli kamu kaynağını, doğrudan nitelikli ürüne, gayretli üreticiye, stratejik alanlara akıtmayı anlatan damla sulama anlayışı hâkim… Olması gereken de bu zira… Misal pistte havalanmak üzere olan gayretli uçağın deposuna yakıt koyarken, hangarda tembelce yatan uçağın deposuna gitmeyecek değerli kaynak. Teşvikte; eşitlik kadar büyük adaletsizlik olamaz… Bu süreçte bize lazım olan, cari açığı azaltıcı, katma değerli ihracatı arttırıcı ve istihdam yanı sıra büyümeye ivme kazandıracak gayretlileri seçmede "akıl-vicdan" süzgecini kullanacağımız bir teşvik yöntemidir.
Teşvik, gelişme sürecinin vazgeçilmezidir. Sorun, kime verileceğini doğru belirlemektir. Tembeli mi gayretliyi mi desteklemeli?
Tabii ki gayret edeni… Hele ki bu gayretli; üretmek için çabalıyorsa… Ama tembeli desteklemek, hantalı beslemek, ilkelliğe can suyu vermek, kaynakları heba ettiği gibi üretene zulümdür.
Yeni nesil teşviklerin gayretliye akacak olması, yeniden yüksek büyüme ile daha erken buluşacağımız anlamını taşıyor.
Yeni Ekonomik Program hedeflerinin daha önceden gerçekleşmesi, bu teşviklerin niteliğiyle yakından ilgilidir. Nitelikli üretim için nitelikli teşvik gerekir zira…
Tembel yerine gayretliyi teşvik etmek, düşük teknoloji yerine ileri teknolojiye meyletmek, istihdama katkı verecek alanları genişletecek projeleri öncelemek…
Tembeli desteklemek, zihniyle çoktan morga kalkmış ölüye serum takmaya benzer.
İyileşme umudu olan ve desteği hak eden gayretlilere yapılabilecek en büyük haksızlıktır bu… Bu yüzden teşvik gayrete gitmelidir, gidecektir…