Oysa bize "tarihin sonu" denmişti.
Hatta 1995'te Microsoft yeni işletim sistemini açıkladığında, tarihçi Francis Fukuyama "tarih zaten bitmişti, Windows 95 üzerine tüy dikti" diyordu.
Fakat öyle olmadı, olamadı, olamayacak.
Sınırların kalktığı, mal ve hizmetlerin serbest dolaştığı dünyada zengin fakir arasındaki uçurum yok olacaktı. Ülkeler zenginleşecek, savaşa dahi yer kalmayacaktı.
Tuhaftır, tecelli tersi oldu.
1987'de orta menzilli nükleer silahlar yasaklandığında dünya, soğuk savaşı bitirmiş, Berlin Duvarı yıkılmıştı. Fakat görüyoruz ki 30 yıl sonra ABD INF anlaşmasından çekiliyor, Berlin'de yıkılan duvar, Meksika'da örülüyor.
G-20 zirvesinde Buenos Aires, Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşına ateşkes zemini iken, haftasında Trump, Çin'in en büyük şirketlerinden Huawei'nin vârisini tutuklattı. Böylece dünya yeni büyük savaşa doğru bir adım daha itilmiş oldu.
Huawei'nin kurucusunun kızı ve şirketin Baş Finans Yöneticisi (CFO) olan Meng Vanzhou, ABD'nin İran ambargolarını deldiği iddiasıyla Kanada'da tutuklatılmasını ben şöyle okuyorum:
1-Huawei çiçek kelimesinin karşılığı...
Başarı ve ihtişamın sembolü... Daha da ilginci "Çin başarısı, büyük Çin hayali" anlamı taşıyor.
2- Trump, Huawei özelinde, Çin'in ABD teknolojisini çaldığı iddiasında ve bunun için 250 milyar $'lık "ceza" öngörmüş.
3-Aynı şirket ABD'nin Apple'ını tehdit ediyor ve Güney Kore'nin Samsung'undan sonra I-phone'un güçlü rakibi...
4-Küresel haydut ABD "bitler baytları internet üzerinden nakletseniz dahi atomlar yerli yerinde duruyor. Üretileni de üreteni de gezegenin neresinde olursa olsun durdururum" efelenmesinde...
5- Meng Vanzhou, bu açıdan artık bir sembol... Siyasi rehine çağının yerini, ekonomik rehine çağının aldığının bütün dünyaya ilanı adeta...
Netice: ABD, "rezerv para doların dışına çıkanı yakarım" tehdidine şimdi de "teknolojide beni geçmeye yelteneni rehin alırım" saldırılarını eklemiş oldu. Böylece ticaret ile başlayan savaşın, insan kaçırmaya doğru meylettiği dünya, geçen haftaya göre daha da güvensiz hale getirilmiş oldu.