Sorunlar daima vardı ve hep olacak.
Asıl olan sorun çözme kabiliyetini geliştirmektir. Bunun da yolu, sorunu tanımlayıp çözümünü üretme sürecinde daima gerçeğin bilgisine ulaşmaktan geçer.
Eğer ortada bilgiden çok bilgisizlik varsa, raporlar, tablolar, bilgisayar ile "enformatik cehalet" üretirsiniz. Genel geçer, değer taşımayan, harcıâlem yazı, tablo ve rakamlar ile "niteliksiz raporlar ülkesi" haline gelebilirsiniz.
Bize "hedefi kaçırma ihtimalimiz yok, çünkü hedef size geliyor" denmişti. Gelen, bilgi ve iletişim teknolojilerinin vaat ettiği tüm avantajlardı ve bu teknolojileri kullanmamız halinde, her şey güllük gülistanlık olacaktı. Tabii bunların talep ettiği yüksek bedelleri de ödememiz halinde...
Ama öyle olmadı, bize doğru gelen bilgisayardı. Ortada sayılacak bilgi yoksa başkasının ürettiği bilgiyle, fazlaca bir şey fark etmediğini kavradık.
Bilgi güçtür. Bilgiyi oluşturmak daha da güçtür. Hele ki kaynağınız referanssız bilgi yığını haline gelmiş internet ise varacağınız sonuç, belki dün sizin uydurduğunuz yalan olacaktır.
Kuyruğunu ısıran yılan gibi...
Misal Wikipedia, internetin ansiklopedisi...
Cevabın altında uyarı da yazıyor ve mealen dediği şu: "Bunu biri uydurdu, beğenmediysen sen de uydur." Peki, WİKİ ne demektir? "What I Know Is." Anlamı? "Bildiğim kadarıyla..." Kanaatim budur kabilinden...
O halde ihtiyaç duyduğumuz bilgiye nasıl erişiriz? İşe kaynak taramasından önce bilgi kaynağının niteliğinden başlamak gerekiyor. Big Data denilen devasa bilgi yığını içinde ülkeler için, sektörler için, ürünler için genel bilgi bulunsa da sizi hayatta tutacak nitelikli bilgi, yereldedir.
Eğer bunu siz üretmemiş iseniz büyük ihtimalle buna ya para ödeyecek veya o bilginin "kirliliğine" katlanacaksınız.
Elin bilgisiyle varacağınız nokta o bilgi üzerinden size biçilen kefen olabilir. Bu yüzden bilgi, nitelikli ve yerel bilgi üreticisi olmaya mecburuz.