Dilimizde "yetim-i akran" deyimi vardır, akranlarını kaybetmişliği, vakitsiz ölümleri anlatır. Geçen hafta böyleydi ve İbrahim Çağlar, Altan Tanman, Mustafa Akgül'den "yetim" kaldım.
Peş peşe 3 tören, son yıllarda cenazelere dair gözlemlerimi depreştirdi ve yazma gereği duydum.
Cenazelerde yas tutmayı unuttuk, cami avluları, ayaküstü iş görüşmelerine, arkadaş toplantılarına, birbirine cep telefonundan aile albümü göstermelere, randevulaşmaya, protokol ağırlama, ünlüyle özçekim meydanlarına dönüşmüş.
Kültürümüz, cenazeye saygıyı esas alır. Düğünde oyna, ölüde ağla der Anadolu bilgeliği...
Peygamberimizin "ölülerinizi hayırla yâd ediniz" buyurduğu rivayet edilir (Tirmizi, Cenaiz, 34) hadislerde...
Cenaze geçerken ihtirama (saygı duruşu) geçilir, şapka çıkarılır, el bağlanır, tarahhüm (hürmet) kılınır.
Bir ömür şeyhülislamlık talep eden fakat ulaşamayan Baki'nin cenazesini, Kanuni ile aynı safta kıldıran Sunullah Efendi gözyaşları içinde merhumun şu beytini mırıldanır:
"Kadrini seng-i musallada bilip ey Baki / durup el bağlayalar karşunda yaran sâf sâf." Bizdeki cenazelere dikkat edin...
Tabutun başında ölü yakınlarından birkaçı vardır. Gelenler tabuta bir selam verir, ya da vermez, gözleriyle arkadaş rasadına başlar. Kafanızı dönersiniz, bırakın hüznü, şen şakrak kahkahalarla yüzleşirsiniz.
Hele protokol gelmişse, onlarla göz teması kurmak için tabutun etrafı boşalır, ölü yakınlarına taziye kuyruğu kaybolur, VIP kişinin elini sıkmaya döner bu maskaralık... Medya mı?
İğneyi kendime batırayım, "%11.1'lik büyümeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu duydu bu kulaklar tabutun başında...
Cep telefonu, cenazeye saygının pek uğramadığı alandır. Hocanın "cepleri kapatın" uyarısını ya duymazlar ya da sallamazlar, siz saf'ta iken tuhaf melodiler namazın fon müziği(!) olur. Hatta o telefon açılır, saf tutmuşken cevaplanır bile...
Merak ettim bende bir tuhaflık mı var diye? Ölü yakınları dışında bu kalabalıkta bir tek ben mi hüznümü yansıtıyorum diye... Tuhaflık bende mi? Ölenin ardından "zil takıp oynamadığımız kalıyor" törenlerde...
Hele ki müzmin cenaze katılımcılarına ne demeli? Elindeki tuzlukla soyulan her hıyara koşan bazı siyasi ikbal kovalayıcıları?
Sizi de kendi "cenazeye saygısızlık alanına" çekmeye çalışan sahte sohbet girişimleri?
Hanımlar, beyler, yurttaşlar, müminler... Cenazeye saygı, dini vecibeler yanı sıra uygarlık ölçüsüdür de... Dilinizde (lisan) dikkat yok, dilinizde (kalp) rikkat yok ise lütfen cenazelere katılmayın, katılıyorsanız da yüzünüzdeki o sırıtık ifadeyi silin de öyle gelin bari...