Toplantı ve etkinlik düzenlerken belirlenen zamanın "nitelik" tanımı insan ve mekân kadar, zaman boyutundan gelir ve az mühlet tanımak, davet adabına uymaz.
Az mühlet "bugün karar verip yarın toplanalım" telaşesi... Ya da küstahlığı...
Özel, kamu, STK veya kurumlar etkinlik düzenler. Buraya ortak, çalışan, müşteri veya medyayı davet eder.
Amaç toplantıya katılımı, istenen düzeyde tutmaktır. Bu bir davetle mümkün olur. Bu davet bazen bir telefon, bazen davetiye bazen de elektronik postadır.
44 yıldır gazetecilik yapıyorum. Öylesine garip, aptalca davetler gördüm ki akla ziyan idiler. Bir banka açılışının dövme bakır davetiyesi vardı. Açılış etkinliğine dair 2 detay unutulmuştu; yer ve zaman!
Ancak benim derdim daha derin. Davet için az mühlet vermek... İş dünyasında İngilizcesi short notice...
Az mühlet vermek, sıkboğaz etmek, bugünden karar verip, yarın insanları toplantıya davet(!) etmek veya mecbur bırakmak...
Eskiden bu daveti şirketler kendileri yapardı. Şimdi PİAR firması kullanıyorlar ve buna rağmen koca koca firmalar, çoğu kez hayati önemde etkinliklerine "yarına" davetiye çıkarabiliyorlar.
Herkesin yarını doluymuş, başka işleri varmış, önemli değildir. Zira "filan bakandan ancak olur gelmiştir", patron ancak onay çıkarmıştır ve zaten insanoğlu nefesini tutmuş o daveti beklemektedir.
Az mühlet, davet ettiklerinize hakarettir. Onların zamanına saygısızlıktır. Sizin aptallığınız, konuklarınıza karşı küstahlıktır. Uygar toplumlarda short notice, en büyük terbiyesizliklerden biri kabul edilir ve iş yapma kültüründe "ayıp" sayılır.