Dün, ülkesi için değer üreten bir yıldız daha kaydı, gitti; Hakk'a yürüdü. Türkiye'de sanayi denince ilk akla gelenlerin başındaydı. 88 yıllık ömrünü ülkenin sanayisi için vakfeden bu değeri minnet ve rahmetle yâd edeceğiz.
Meslek hayatımda daima izlediğim insanlardan biri oldu İbrahim Bodur...
Gayreti, değer üretme çabası, vizyoner tutumu, insanı ve hayatı olumlayan yaklaşımı ile sadece bir sanayi grubu kurmadı, sivil toplum liderlikleriyle binlerce insanın ilham kaynağı oldu.
Hayatlara dokunmak... Bu, adını sadece vergi rekortmenliği, ihracat şampiyonluğu veya sanayimizi Anadolu'ya yayma gayretiyle başarılmaz, daha fazlasını gerektirir.
İbrahim Bodur, daha fazlasını yaptı; dokunduğu hayatları etkiledi, zenginleştirdi, değerli kıldı, dönüştürdü ve toplamda daha iyi bir Türkiye için ömrünü adadı. Eli ayağı tuttuğu sürece bu uğurda bıkmadan usanmadan çalıştı, çabaladı...
Bizler, yaşayarak ölümü... Ölerek hayatı ayakta tutarız. Bu da bizi insan yapar. İbrahim Bodur yaşadı ve ölümün de hayata dair olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlattı sevenlerine...
Ancak vefatıyla hayata kattıklarını hatırlamamızı da gösterdi bu vesileyle... Kale gibi bir grup kurma başarısı, bir insanın ölümünden sonra da değer üretebileceğinin ispatı...
Yalnızca sanayici kimliğiyle değil, edebiyat ve musikiye olan duyarlılığıyla hayran olduğum biriydi ve İbrahim Bodur'un ülkesine değer katma süreci içinde tanıklık ettiğim her kesitinde, ona minnet duydum.
İbrahim Bodur, yeniden şahlandırmak zorunda olduğumuz sanayici ruhunun timsaliydi. Ölümüyle Türkiye bir üretken evladını kaybetti, mekânı cennet olsun.
Kederli ailesine, sanayimize ve ülkemize başsağlığı dilerim, nur içinde yat vizyoner insan...