Ya güvendesiniz veya değilsiniz. Tıpkı hamilelik gibi... Tam değilse, eksik veya yarımı olmaz güvenliğin... Söz konusu hayatınız, kurumunuz ve ülkenizin geleceği ise onun güvenliğini temin etmek en hayati işiniz haline gelir. İhlali ve ihmali gafleti aşar, ihanete girer.
Yabancılara kendi silahımızın bilgilerini satmak üzereyken yakalanan MKEK silah fabrikası müdürü Mustafa Tanrıverdi olayı, akim kalan bir güvenlik ihlali gibi algılanıp "şükür başaramadı" denebilir.
Ancak bu bir tedbir değildir. Olsa olsa bir sonraki adımda "tam güvenlik" sağlamak için ne yapacağımızı (daha da önemlisi ne yapmayacağımızı) bize göstermesi açısından altın fırsattır. Gafleti giderme yolunda bize yeni ev ödevleri sunmuştur ve şimdi hırsızdan daha akıllı olma zamanıdır.
Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir'in dikkat çektiği, "vatana ihanet suçudur" diye tanımladığı veri sızıntısının ileride tekrarlanacağını biliyoruz. Dün yoktu zira çalışacak şeyimiz azdı. Şimdi savunma sanayiinde iddiamız var teknolojimiz var silahımız var. Hırsızın içeriden veya dışarıdan kapıya dayanması, kabul edilemez ama anlaşılır bir şeydir.
Genelde hayati bilgileri koruma söz konusu olduğunda deprem, yangın, sel gibi afetlere odaklanırız. Ancak "zincirin en zayıf halkası insan unsuru", tedbir geliştirmede daha karmaşık süreçleri tanımlar.
Elin oğlu hayati bilgisini korumak için bilgi sistemlerine harcadığı her 10 dolardan 1 dolarını, bu bilgiye tam güvenlik için boşuna harcamıyor. Dede Korkut "hain hanede ise kapı kilit tutmaz oğul" der. İçerideki haini erkenden teşhis etmek, dışarıdaki düşmanı tanımaktan daha da önemlidir.
Savunma sanayimiz geliştikçe casusluk girişimleri artacak ise "içerideki dışarıdaki" hırsıza karşı çok özel tedbir geliştirmek şarttır ve bir an önce kamuoyuna "tam güvenlik konusunda güvence" verilmelidir.