Tarihi "tekerrür" ettiren, ders alınmayışıdır derler… Ancak aynı olaylar aynı şartlar altında aynı sonuçları verir genelde… Fakat hayatın kaotik tutumu, bu determinizmi boza gelmiştir. Çanakkale gibi, Kurtuluş Savaşı gibi…
100 yıl öncesinde tarih sahnesi Büyük Savaş için hazırlanıyordu ve henüz ikincisi yapılmadığından "Birinci Dünya Savaşı" demediğimiz bu dönemde bizleri (Osmanlı) odağına alan güçler netleşiyordu. Kimler mi? Fransa, İngiltere, ABD, Rusya, İtalya ve uzayıp giden bir liste…
100 yıl sonra giderek ısınan dünyada Türkiye yine odakta… Peki, bizi odağa alanlar kimler? MİT'in TIR'ları haberi duruşmasındaki "Konsoloslar Locası" çok şey ifade ediyor aslında… Almanya, İngiltere, Hollanda, İsviçre, Kanada, İtalya, Polonya…
Bir mecaz yapalım. Misal ABD… Washington Post gazetesi muhabiri, Guatemala'ya silah sevk eden CIA'nın TIR'larını manşet yapmış olsun… Sorum şudur: Acaba o muhabir haberini yazdıktan sonra başına neler gelirdi?
Hadi birçok badireyi atlattı diyelim, ona açılan davayı izlemeye gelen konsoloslar, ülkelerine kaç saat içinde postalanırdı? Söz konusu ülkenin güvenliği olduğunda basın özgürlüğü, hangi ülkede size "vatana ihanet" imkânı sunar? Cumhur veya devlet başkanının dahi bu fiilden dolayı cezalandırıldığı dünyada…
Hukuk her şeyin üstündedir. Doğal olan da budur zaten. Ancak 100 yıl öncesindeki gibi Türkiye odaklı devletlerin, 100 yıl sonra devlet güvenliğini tehdit eden fiilin duruşmasında "Konsoloslar Locası" oluşturup "özçekim şovları" yapmasını nasıl izah edeceğiz?
İzah etmeyecek, tedbir geliştireceğiz ve şükür ki 100 yıl sonra itilafın şer ittifaklarıyla baş edebilecek gücümüz, dirayetimiz var.
İyi ki var.