Terörün temel amacı, kitlelerin huzurunu bozarak toplumun istikrar duygusunu zedelemektir. Ancak bu ortamda hizmet ettikleri odaklara hareket alanı açabilirler. Fakat kaos algısını oluşturamayınca terör etkisiz kalır, örgütü başarısız olur ve teröristi de temizlenir. Burada sorun, bilerek ya da bilmeyerek terörün eko sistemini erken fark edip kaos değirmenine su taşımamaktır.
Ankara'daki son katliamda insanlarımız öldü, çok sayıda vatandaşımız yaralandı ve terör sonrası tepkilerimiz daha da billurlaştı: Tek yumruk gibi sıkılmış bir iradeyle teröre karşı durmak, onun pompalamaya çalıştığı güvensizlik duygusunu reddetmek ve bu şeytanlara pabuç bırakmamak...
Dün gelen tepkilere bakıyorum; her saldırıda toplumun daha da kenetlendiğini, yılgınlık bir yana daha da kararlı karşı duruşun sergilendiğini görüyorum. İş dünyası penceresinden görünen, bedeli ne olursa olsun terörle mücadelede devletin yanında yer alırken bütün gücümüzü paylaşmaya hazır olduğumuzdur.
Tarihin penceresinden görülen, devletin daima terörü, örgütünü ve teröristi tepelediğidir. Zaaf yalnızca toplumun yılgınlığa kapılmasına yol açınca doğuyor ve bu da zaten teröristin amacı olan toplumda saf çatlağı oluşturma riskini artırıyor.
Bu noktada teröre karşı "kayıtsız kalmak" bana göre akıllı ve güvenli bir tutum olamaz. Herkesin ve her kesimin, bu şeytanın dili olan teröre karşı bilinçli tepki vermesi gerekiyor. Bir de terör karşısında ülkenin, güvenlik güçlerinin, hükümetin kısaca devletin zaaf içinde olduğunu göstermek isteyen iç hainler var ki bunlar bizim baş düşmanımızdır.
Dede Korkut, "hain hanede ise kapı kilit tutmaz oğul" der. Bu açıdan bakınca her terör eyleminde böylesi hainleri daha da net teşhis edebiliyoruz. Bu hainlerin en fazla filizlendiği yer sosyal medyadır. Önerim herkes paylaşım içinde olduğu kişilerin söylemlerinden yola çıkarak, kişi listesindeki sanal canlı bombaları temizlesin. Bu bile terörün amacını gerçekleştirememesi yolunda mini de olsa bir adımdır.