Ne kadar fark ediyoruz bilmiyorum ama mesleklere dair ezberlerimiz çoktan kullanışsız hale geldi bile. İnsan kaynakları durumun ne kadar farkında? 30 yıl öncesine dek 8 milyon farklı mal ve hizmet üreten Türkiye'nin meslekler kodeksinde 8 bin civarında "iş tanımı" vardı. Bugün ürün ve hizmet çeşitliliğimiz 16 milyona, meslek tanımları da 12 bine çıkmış durumda. Bu rakamlar ABD için 24 milyon mala karşılık 32 bin iş şeklinde...
Eğitim sistemi, ihtiyacı kavrayıp buna uygun meslekleri oluşturmada "son derece hantal" kalınca, bu açığı kurumlar; "iç eğitim" ile kapatıyor, sertifikasyon okulları gelişiyor... İşsizleri çalışma hayatına kazandırmak için geliştirilen meslek kursları da "dünün iyileri" üzerinden yürütülüyor.
Aşçı örneğinde, iyi bir şef için aylık 10 bin dolar gelirden söz ediyoruz. 100 yıl öncesinin gözdesi "kâtiplik, zabitlik", yarım asır öncesine "doktor, mühendise", 10 yıl öncesinde "bankacı, popçu" halini almıştı.
Bugünün dünyasında "itibarlı meslekler" listesi, çok hızlı değişmenin yanı sıra farklı bir yöneliş sergiliyor; Hangi eğitim düzleminden gelirse gelsin, yeni ihtiyaçlara uygun beceriler geliştirebilmek...
Bilişimin moda haline getirildiği yakın geçmişte, bilgisayara dair her işin daima para getireceğini sanıyorduk. Hâlbuki bu alanda eğitim veren üniversiteler, en yüksek puanla öğrenci toplama iddialarından vazgeçmiş değil. Peki ya para üstü verebilmek için 5 yıl okula giden eczacılık öğrencileri?
Bunun yanı sıra kendi ülkesinin fauasını florasını bilen insanımız neredeyse "yok" mertebesinde. Fakültelerimiz ziraat cahili mühendis üretedursun, piyasanın "hayli yüksek" ücret ödemeye hazır olduğu nitelikli bahçıvan bulunamıyor. Dünün "bir ömre sığan" kariyer modelleri çoktan iflas etmiş durumda. Bugün tek ömre 3 farklı kariyer sığdırabilenlerin saltanatına koşuyoruz. Meslek seçiminde gelişmekte olan sektörleri ve ihtiyaçları gözetmek, dünün doğrularını taklit etmekten daha sağlıklı bir kariyer sağlıyor.