Yalnızca siyasette değil eski Türk filmlerindeki gazinolarda da "hariçten gazel atmak" hoş karşılanmazdı. Israrı halinde yaka paça kapı dışarı edilirdi bu harici gazelciler...
Hariçten gazel atmak bazılarımızın terk edilesi bir davranış kalıbı... Kendi işinde vasat dahi değildir ama "başbakan olsam..." diye başlayan tiradıyla memleketi dakikasında kurtarıverir.
Bizdeki STK'ların çoğu hariçten gazeli sever. Kimi, şirketler için vardır ama tutar darbe başbakanlığına soyunur. Kimi, meslek örgütüdür ama mesleği dışında her şeye maydanozdur.
Kendi işinde iyi olmak varken hariçten gazel atmaya en iyi örneklerden biri de TÜSİAD'dır. Bu derneğin ilanla hükümet devirmekten Cumhurbaşkanına vesayet iddiasına dek uzanan kabarık sicili vardır.
Bu dernek ne zaman nitelikli bilgi ve rapor üretmiş ise toplumda karşılık bulmuştur. Ne zaman siyaset yapmış ise de kalabalık kitlelerin tepkisini çekmiştir.
28 Şubat sürecinde Anadolu sermayesini ezmek adına darbecilerle kol kola rapor, bilgi, demeç ve mesaj ürettikleri hatırımızdadır ve son yıllarda sistematik olarak dövmeye çalıştıkları AK Parti iktidarının 12 yılında ortalama 8 kat büyümeleri, başka bir tuhaf tecellidir.
Son başkan vesayetin sözcüsü Haluk Dinçer'in eline tutuşturulan "mesaj"; Cumhurbaşkanına ayar iddiasındaydı ama sert tepki gördü. İş dünyasını temsil kabiliyeti giderek dar alana sıkışan TÜSİAD'ın sivil toplum örgütü, dernek gibi davranmaktan ziyade siyasi parti gibi söylem geliştirmesi yeni değil.
Ancak yeni olan, siyaset sahnesinde parti gibi davranıp siyasi risk almadan belden aşağı vurmalarıdır. Önerim, Türkiye Sanayici ve İşadamları Partisi'ne dönüşmeleridir. O zaman bütün siyasi söylemleri yerli yerine oturur. Hatta CHP gibi uzak bir gelecekte iktidar olmayı dahi düşleyebilirler.