G20 başkanlığı bize geçiyor. 2015 boyunca Türkiye, dünyanın vitrini olacak. İstanbul ise küresel marka olma yolunda hayati fırsat elde edecek. Tam da bu sürede bizim daha fazla yerel kabiliyet üretmemiz gerekiyor. Peki, nedir bu yerel kabiliyet?
Şu anda yeryüzünde 1 milyon yerleşke var. 18 bini turizm varış noktası… Bin kentin 100 yıldan daha uzun tarihi var. Bin yıldan eski kent sayısı ise 100. İstanbul bu 100 kent arasında ve konumu giderek yükseliyor. Nitekim 2023'te ilk 10 ekonomi arasında olmak için, ilk 10'da markan ve kentin olmazsa olmaz…
Tarihe bakıyoruz. Bir kenti tarih sahnesinde var eden 3 temel dinamik görürüz. 1-doğal kaynaklar, 2-tarihi kültürel miras ve 3- yerel kabiliyet… Bu 3 dinamik aynı anda var olageldiği sürece kentler yükseliyor ya da düşüyor, arkeolojik kazılarının gündemine giriyor.
İstanbul, bundan önce Habitat İstanbul ile küresel arenada sahne aldı.
Derken 1010 Kültür Başkenti projesiyle bu fırsatı yakaladık. Her ikisini yeterince değerlendirebildiğimiz söylenemez.
Fakat G20 başkanlığına çok daha hazırız.
Doğal kaynaklarımızla övündüğümüz yıllar geride kaldı; "cennet vatan" der fakat cehenneme çevirirdik. Tarihi kültürel mirasımızla övünme yıllarını da aştık. Neticede sürekli tarihiyle övünüp başka şey yapmayanlar, bana göre patatese benzer. Neticede iyi tarafları toprağın altında kalmıştır.
Ancak yerel kabiliyetleri var ettiğinizde o zaman hem coğrafyanız hem de kültürünüz sizi yüceltiyor.
İstanbul'u finans merkezi yapmak gibi, kısa filmin merkezi yapmak gibi.
Peki, nereden çıktı kısa film? Anlatayım…
Cemal Reşit Rey'de Uluslararası Boğaziçi Festivali'nin açılışında idim.
Başta İstanbul Medya Akademisi olma üzere Sabah ve aHaber'in de sponsor olduğu festivalin iddiası; "dünyanın en prestiji kısa film ödüllerinin verildiği platform olmak."
102 ülkeden 3 bin 682 film bu platformda değerlendirilecek, ödüllendirilecek. Jüri üyelerinden dostum Coşkun Çokyiğit; "uykusuz günler geceler bizi bekliyor" diyor ve ekliyor; "yarışmacılara bakınca küresel boyuta taşındığımızı hissediyorum."
Festival heyetinden Seda Caymaz; "İstanbul'u dünyada belirgin kılma yolunda Türkiye'de 100'üncü yaşına giren sinemayı desteklemeye kayıtsız kalamazdık"diyor. Benim gördüğüm bu yıl 2'ncisi yapılan festivalin yerel kabiliyetlerimizin iştahı kaçmaz ve mutfaktaki aşçıya servis yaptırmak yerine Burçak Evren örneği yerel kabiliyetler üzerinden dünyaya takdim edilirse bu maya tutacak.