Niyet kötü ise zamanlama bir yöntemdir zaten... Yıllarca uslu durduğu bedende verem mikrobu da böyle davranır ve bünyeyi çökertme zamanını, en zayıf ana denk getirir. Ekonomiden sosyal olaylara, savaştan siyasete dek "zamanlama", son derece etkin olabilir.
Bugün 11.30 itibarıyla AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayını biliyor olacağız. Tam da bu süreçte, zamanlamasını buna göre yapan "niyetlerin" çoğaldığını görüyoruz. Misal durduk yerde TÜSİAD, 14 yıl aradan sonra, Türkiye'nin gelir adaletsizliğinde dünya üçüncüsü olduğunu, seçime haftalar kala ilan ediyor.
TÜSİAD'ın bunu, tıpkı 1987'de Özal'ı yıpratmak için rapor üretmesi gibi, "kasıtlı yaptığını" yazmış ve "(Gelir eşitsizliğinde dünya üçüncüsü) demek, sadece Afrika'daki 54 ülkeden de kötü olduğumuzu savunmaktır" demiştim.
Genel Sekreter Zafer Ali Yavan, "Raporda ve Sayın DİNÇER'in konuşmasında atıf yapılan OECD'nin araştırması doğal olarak, OECD üyesi 34 ülkeyi kapsamaktadır ve Türkiye, gelir eşitsizliğinde Şili ve Meksika'dan sonra üçüncüdür" açıklamasını gönderdi.
İyi de yeni başkanın bunu "gelir eşitsizliğinde dünya üçüncüsüyüz" diye ifadesi, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci öncesi "algı operasyonu" değil de nedir? Dünya, 34 üyeli OECD ülkelerinden ibaret değil sonuçta...
Ya Moody's Teyze'ye ne demeli? Moody's, dün Irak'taki krizin Türkiye'nin cari işlemler açığı ile büyüme üzerinde baskı yarattığını ve enflasyon baskılarını artırdığını ileri sürüverdi ve bunun "kredi notu üzerinde" negatif unsur olduğunu savundu.
Analist Alpona Banerji'nin Moody's raporuna iliştirdiği nota bakın: "Irak krizi Türkiye için kredi açısından negatif bir unsur. Cari açık üzerindeki baskıyı artırıyor, ekonomik büyümeyi olumsuz etkiliyor ve enflasyon baskılarını güçlendiriyor."
Bu ifadeler, Gezi Gerginliği, 17 Aralık operasyonu sonrası TÜSİAD Genel Kurulu'nda "ben yabancı olsam gelmem" diyen başkanın ifadeleriyle nasıl da örtüşüyor. Ben bu ve benzeri açıklamalara," kötü niyetli zamanlama" diyorum.