Vesayetin her türlüsüyle ülkeyi deli gömleği içinde tutma gayretleri bir yandan belirginleşiyor diğer yandan etkisizleşiyor. Askeri vesayetin generalleri geride bırakıldı, yasal vesayetin yargıç generalleri etkisizleşiyor. Sırada finansın generallerinin vesayet gayretleri var ve henüz etkileri sürüyor.
Merkez Bankası'nın faiz konusundaki tutumu, kavrama "ülkenin yarınından" bakanlar ile piyasadan bakanlar (Babacan; Şimşek) arasındaki ayrımın "yasadan" kaynaklandığını da ortaya koydu. Önceki gün önerdiğim "Merkez Bankası yasası değişsin" görüşüme dün Numan Kurtulmuş'tan destek geldi.
Amacı sorgulayınca araçlar daha iyi anlaşılıyor. Faizi "sonuç" olarak gören zihin yapısı, 5.5 puanlık artırımın ardından binde 5'lik indirimi onaylayabiliyor. Ancak faizi "sebep" olarak gördüğünüzde, çıkardığın gibi indirmeyişini, üreticisinden ihracatçısına bütün toplum tarafından sorgulanır.
Yeni Türkiye üretmek istiyor. Yeni Türkiye büyümek istiyor. Üretmeyeni sırtında taşımak istemiyor. Paradan para kazananlar için tasarlanmış eski Türkiye'nin değer yaratmayan süreç ve aktörlerinden kurtulmak istiyor.
İnsanın fikri, eğer doğru liderlik varsa, hızlı gelişir. Ancak hayatı, alışkanlıklar yönetir. Bu yüzden Yeni Türkiye fikrini, alışkanlık haline getirmek gerekir.
10 yıldır, hele ki 2009'dan beri bu süreci yaşıyoruz.
Eski Türkiye'nin vesayet kadrosu da işin farkında... Yeni Türkiye'nin kadrolarından bu dönemeçte kurtulma telaşı da bundan. Zira bunu başaramadıklarında, hiçbir şey asla eski Türkiye gibi olamayacağını çok iyi biliyorlar.
Dün İzmir İnovasyon Haftası'nda TİM'in etrafında toplanmış binlerce gençle birlikte Yeni Türkiye'nin coşkusunu yaşadık. Gençlerin duygusunu Başkan Mehmet Büyükekşi tek cümlede özetliyor: "Bu enerji ve heyecan Yeni Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek."