Siyasetçiden sanatçıya, Sivil toplum örgütünden işadamına, dinlenen 7 bin kişi... Üstelik gerçek liste daha da büyük... Bu kadar insan dinlenebilir mi?
Eğer bunu eski ajan filmlerindeki gibi düşünürseniz, koca bir dinleme ordusu kurmanız gerekir. Ancak teknolojide bizi böceklerin ardındaki "yazılımlar" dinliyor.
Ses teknolojilerinde text to speech veya speech recognation alanında öylesine büyük adımlar atıldı ki, yapay zekâ da yardımıyla değil 7 bin, milyonlarca insanı dinlemek mümkün.
Daha da önemlisi konuşmaların içinde geçen anahtar kelimeleri kullanan algoritmalar yardımıyla, milyarlarca ses kaydı içinden "nokta atışı" yapmak da mümkün.
10 yıl öncesine dek birinin sesini taklit için o kelimeyi söylemesi beklenirdi. Dinlenen kişiden alınan sesle oluşturulan veri bankası aracılığıyla o kişiye farklı şeyler de söyletilirdi. Bugün dinlenen kişinin ses tonu, vurgusu, aksanı hatta "eee" gibi konuşma kirleticileri dahi taklit edilebiliyor.
Misal yazılıma söyletilecek metni tuşlayın yeter. Gerisini yazılım, vurgunuza göre seslendirir ki siz dahi yemin edersiniz, bu benim sesim diye. Böyle bir şeyi söylemiş olamayacağınızın artık önemi kalmamıştır.
Peki, işadamlarını dinlemek? Ticari sırlar, fiyat bilgisi, ihale şartları, şirketinizin özel durumları... Yöntem 3 bacaklı. 1-kayıtlarla tehdit, 2- içerikle şantaj, 3- servis ederek menfaat sağlamak...
Dünya "big data" çağına girdi. Herkesin, her yerde, her zaman, her şeyle dinlenebildiği ortamda toplanan veriler "büyük yığını" oluşturuyor. Gerisini, bu yığından veri madenciliği yapacak yazılımlar hallediyor.
Peki çare? Onu da yarın yazacağım.