Doç. Dr. Erdem Başçı, Murat Çetinkaya, Prof. Dr. Turalay Kenç, Necati Şahin, Doç. Dr. Mehmet Yörükoğlu, Doç. Dr. Ahmet Faruk Aysan ve Prof. Dr. Abdullah Yavaş... Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyeleri bu isimlerden oluşuyor.
Eğer bu yazıyı 14.00'ten sonra okuyorsanız, faiz için verdikleri kararı da duymuş olacaksınız. Beklenti, politika, alt koridor üst koridor, adı her ne olursa olsun faize dokunmama yönünde. Bu beklentiyi karşılayıp karşılamadıklarını bugün öğreneceğiz.
Borsa'nın indirildiği ve dövizin tırmandırıldığı ortamda Merkez'i faiz artışına kim zorluyor? Bir haftadır işadamlarına, KOBİ'lere, işçi, memur, emekli, çiftçi, sanayici ve üreticiye "faiz artışı bekliyor musunuz?" diye sorduk. Aldığımız cevap "hayır" oldu.
Yatırımla, geçimle ve üretimle derdi olanlar istemiyorsa kim istiyor? Faiz artışından kimin menfaat sağlayacağına bakınca, cevap kendiliğinden ortaya çıkıyor: Finansal tiranlar, rantiyeler, dışarıdan getirdiği parayı yüksek faizle satıp geçinen bankalar ve uzantıları... Ekonomi üzerinden siyasete yönelik bu operasyonun "faiz bacağı" bu açıdan son derece kritik... Merkez'in faizleri artırma yönünde atacağı herhangi bir adımın, bu operasyonun mimarlarına hizmet edeceği ortadadır.
Başkan Erdem Başçı'nın "rezerv eritmeye, faiz silahına gerek kalmadan..." dövizin ateşini söndürecek "sürpriz enstrümanlarını" bugün açıklamasını bekliyoruz. Burada Türkiye için en kötü sürpriz, hangi ad altında olursa olsun faiz artışıdır.
Bu tutum, 76 milyonun vebalini alanlar aracılığıyla, Türkiye'nin büyümeyi feda ederek finansal statükoya boyun eğmesinin ispatı olacaktır.